Ülkemizde bir çok tarım girişimcisi var. Arazileri olan insanlar. 10 dönüm, 20 dönüm araziler.. Onlar üzerinde tıbbi ve aromatik bitkilerden, farklı meyvelere kadar bir çok şeyin tarımını düşünen insanlar var.. Hepsinin emeği sonsuz. Kararlılar.. Ama herkesin aklında, ben her türlü bitkiyi üretirim ama ürettikten sonra ne olacak sorusu var.. Bunun pazarı var mı?
Burada bu girişimcilere ilk tavsiyem şu oluyor.. Öncelikle ürününüzü belgelendirin.. Organik tarım, iyi tarım.. Sonrasında ürününüzün içeriğini belirleyin.. Buğday örneğin ama yüzde kaç proteinli.. Ya da çörek otu.. Yüzde kaç timokinon içeriyor? Ya da kekik.. Yüzde kaç karvakrol içeriyor? Ve bu ürünün diğer yerlerde yetişen ürünlere göre üstünlüğü var mı? Ya da yok mu? Önce bunları belirlemek gerekiyor.. Yani yetiştirdiğimiz ürünü belgelendirmek ve sonrasında yetişen ürünü tanımak gerekiyor.
İkinci basamakta, belgeli ve kalitesi belli ürünün alıcıları var mı? Bunları yoklamak gerekiyor. Belge ve kalite belli ise ve eğer hedeflenen şirketler bu ürünü kullanıyorlarsa mutlaka satın alırlar.
Eğer ürün yeni bir ürünse ve pazarda yeri henüz netleşmemişse, o zaman yapılması gereken tek şey SON ÜRÜNE GİTMEK. Son ürüne gidilirse, pazar kendiliğinden oluşuyor ve insanlar yenilikçi ürünlere ilgi gösteriyorlar.
Örneğin aronya yetiştirdiniz ve piyasada alıcı bulamadıysanız, mutlaka aronya ile ilgili son ürüne gidilmeli. Aronyalı gıda ürünleri geliştirilmeli. Aronya ile kozmetikler geliştirilmeli. Aronya ile ne yapılabiliyorsa, hepsi yapılmalı.. Kişisel emekle, kişisel özveri ile üretilen son ürün piyasada var olmalı. Yani eğer bir tarımsal üretim varsa, bunu işleyecek bir tesis kuruluyorsa, mutlaka ama mutlaka son ürüne özellikle ülkemizde gidilmeli. Eğer böyle olursa ürününüz kıymetli, eğer bu şekilde olursa üründen para kazanmak mümkün.
Kısacası daha çok çalışmalı ve ürün üretme, ürün geliştirme algoritmalarına daha fazla haiz olmalıyız.