Her güzelliğin bir başlangıcı vardır. Sevgiliye özlem duyar kollarını açarak Ramazan ayının hikmetini yaratıcıdan beklemek bu güzelliğin farkına varabilmek sanırım imandandır. Bu Ramazan ayı diğerlerinden çok farklı karşılandı. Gençlik yıllarımızda Bosna ve Çeçenistan, Irak ve benzeri İslam coğrafyalarında yapılan zulümlere verdiğimiz genç tepkiler halisane ve güzeldi. Müslümanlar hangi coğrafyada olursa olsun sıkıntı ve baskı içerisinde global dünyada “TEKLEŞ”‘tirilmekte. Bu TEK’in anlamı, “istediğimiz gibi olmalısınız, hepiniz kapital dünyada paranın kölesi, medyanın ve yönlendirmiş olduğumuz düzenin parçası olmalısınız.”‘dır. Dünya buna nasıl tepki veriyor? Verdiği tepki, çoğunlukla, “Evet biz böyle olmalıyız.” şeklinde. Geçen gün Almanya’da yaşayan bir dostumla yaptığım konuşmada da aynı konu gündeme geldi ve orayı da popüler kültür sarmış durumda. Acil çözüm şart.

Gelelim bu Ramazan ayını diğerlerinden farklı kılan yönüne. Ramazan ayı acı ile geldi. Müslüman coğrafyası hiç bu kadar dindaşlarına kayıtsız kalmadı. Gazze’de bir nesil kökünden kurutuldu. Her gün yüzlerce insan bombalar altında ezildi. Arap ülkelerinin çoğu bu zulme sessiz kaldı. Gazzeli çocukların iftarı bekleyecek halleri kalmadı. Zaten onlar için açlık normal ve felaket kapıda. Temiz su ve yiyecek yok. Yardımlar zulmeden İsrail tarafından engelleniyor. Şunu bilmiyorlar ki Dünya da Yahudi düşmanlığı körükleniyor. Şunu bilmiyorlar ki kendi çocuklarını tehlikeye atıyorlar.

Müslümanlar onlarında yaşam hakkını savunmalı. İnsanlığa düşen vazife bu. Ama belli bir duyarlı Yahudi dışında Netanyahu ve avenesine bunu anlatan yok. ABD başta olmak üzere bu zulme ortak. Bu zulmün yaygınlaşmasını gözlük takarak izliyorlar. Dünyayı yeniden şekillendiren bu emperyalistlere dur demek lazım. Bu da Müslüman olduğunu kavrayan, çalışan ve gerçekten Dünya barışının insan neslinin devamı için şart olduğunu bilen nesle ihtiyaç var.

Bu nesli doğuran süreç GAZZE’de başladı inşallah. Ramazan ayını gerçekten idrak edebilen Müslümanlara hayırlı Ramazanlar. Sağlıcakla kalın.