Damla Ömür Tantekin: “The Future is Unwritten.””Gelecek Henüz Yazılmadı”
Yorumlar
Benzer Haberler
-
Tümkiad Elazığ İl Başkanı Osman Özçelik Regaip Kandili Mesajı Yayınladı
-
Elazığ’da İsrail Katliamını Protesto Yürüyüşü Yapıldı
-
Can Kayacılar Sordu: Dünya’ya yeniden gelseniz, gelecek için hangi meslek dalını seçerdiniz?
-
Olması Gerektiği Gibi Davranın
-
Dubrovnik
-
İSPANYA SEYAHATİM
-
ÜNLÜ DEPREM UZMANI DOUG COPP’UN ÖNERİLERİ
-
TARIM VE GIDA KRİZİ KAPIDA!
-
GELECEKTE NE OLACAK?
-
Nesli Tükenen Gri Kurtlar Zehirlendi
-
İklim krizi ve sürdürülebilirlik..
-
PANDEMİ ÇALIŞMA HAYATINA YENİ FIRSATLAR GETİRDİ
Yani… Gelecek (henüz) yazılmadı.
Bu söz, The Clash grubunun solisti İngiliz Joe Strummer’a ait. Grubu hatırlar mısınız bilmem; ancak size solistin ilham verici bulduğum hikayesini anlatarak başlayayım.
Ankara’da doğmuş. Hatta ilk öğrendiği sözcükler de Türkçe imiş. Diplomat olan babası, oturmak için orta halli kişilerin yaşadığı Mamak semtini tercih edince, Strummer da bu sayede sokak hayatı içinde, renkli bir çocukluk geçirmiş. İngiltere’de bir yatılı okula gitmesine dek sürecek bu canlı çocukluğun, Türkiye’deki ilk müzik öğretmeninin de etkisiyle hem kimliğini hem de gelecekteki müzik tarzını şekillendirdiğini ifade etmiş Strummer.
Sonrasında, üç arkadaşıyla birlikte grup kurarak, 1970’lerin punk müzik dünyasına o dönem hâkim olan “No Future” yani “Gelecek Yok” karamsarlığının karşısında durmayı amaçlamışlar.
Müziğin sözleri baskılamadığı, sözlerin daha anlaşılır olduğu bir tarzla “fark etmeye ve harekete geçmeye” davet etmişler insanları… Dünyadaki haksızlıkları ve acımasızlıkları anlatmaya çalışmışlar.
İşte “The Future is Unwritten” sözü de esasen bu hareketin bir parçası.
*
Bu duvar resminin alt kısmında yazan bir cümle daha var: Knowledge + Action = Power.
Yani… Bilgi + Eylem = Güç.
Bir yerde okumuştum; bilgiyi mermiye, eylemi de silaha benzetiyordu. Ancak diğerinin varlığı halinde anlam kazanan bu ikilide, eylemsiz bilgi kadar, bilgisiz eylem kısmı da düşündürüyor beni. Ve “bilgi” dediğimiz şeyin gerçekten ne olduğu…
Bilgiyi işleme sürecimizi özlü şekilde ifade ettiğini düşündüğüm DIKW Piramidi ile büyük ihtimalle bir yerlerde karşılaşmışsınızdır. Yorumlara eklediğim görsele göz atarsanız, 4 aşamadan oluşan bu piramidin en altında Data yani Veri yer alır. Burada bilgi henüz ham halde, bağlam ve yorumdan yoksun şekilde bulunur.
Sonra Veriyi alıp ikinci aşamada gruplandırır, düzenler ve işe yarar hâle getiririz. Üçüncü aşama; Knowledge yani Bilgi aşaması ise elde ettiklerimiz arasında ilişki kurduğumuz; onları deneyim, know-how edinmeye yardımcı olacak şekilde yapılandırdığımız aşamadır. Yani bilgi, bilgi niteliğini ancak bu aşamada kazanır.
Bu piramidin son aşaması yani Wisdom-Bilgelik aşaması ise her gün yaklaşık 74 GB veriye maruz kaldığımız bu çağda âdeta ulaşılması zor bir hayal gibi.
Fakat, sizlerle beraber üstünde düşünmek istediğim yer tam da burası.
*
“Bilim, organize olmuş bilgidir. Bilgelik, organize olmuş yaşamdır.” der Immanuel Kant.
“Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” diyen Sokrates ise bilgeliğin hayret etmekle başladığını; içe bakışla, insanın önce kendini bilmesiyle gerçekleşeceğini söyler.
Ben de, bilgeliğin kapısının var olanla yetinmeden kendi fikirlerimizi oluşturarak, dünyaya kendi gözlerimizle bakarak aralanabileceğini düşünürüm. İlk adım bu olabilir.
Eyleme geçmek de ikinci.
Ve her şey bize bağlı.
Çünkü, ne diyordu Joe Strummer?
Gelecek (henüz) yazılmadı.