Elma’nın kurdu kendisinden mi? Yoksa elma hazretlerini, insanoğlu’ndan başkaları da mı seviyor? Evetttttt dediğinizi duyuyorum..
Göz kamaştıran elmalar… Diş kamaştıran elmalar…
Sonuç; nedenlerini hazırlayan süreçlerin parçası. Hatalarının meyvesi ve son ürünü!
Ya da başına gelen musibetin çekirdeği? Cennetten kovuluş…
Güle güle, yine görüşürüz diye el sallayanlar. Kim kime el salladı, gören var mı?
Hayat ektiğini biçme sanatıdır! Bilinmez! Her ektiğin çıkıyor mu? Tarlaya ektiğin soğandan sarımsak çıktığı oldu mu? Hiç görmedim.! İhanet etmediler hiç!. Bazen kargacık burgacık meyve sebze çıkmıyor değil mutlaka. Amma velakin, toprak ekilene saygılı, ekilen yatağında mutlu. Su ver, besin ver yeşersin.
Pış pış da pış pış.
Sonuçlar. Evet sonuçlar…
Bazen nedenlerde aranan sonuçları
Elmanın kurdu…
Bu kurttan tiksinir mi? Nereden girdin buraya ey melet.! Hesap ver!
Bol proteinlisin. Güzelsin. Güzel kemiriyorsun. İstifini de bozmadın. Ya sana diş geçirseydim? Ama! dediğinizi duyuyorum. Ama inanın ki; Elmanın içinde ki bu kurtçuk tertemiz elma kokuyor. Başka bir şeycik yememiş.
Hatta Avrupa’da, Organik Tarım pazarlarında ve marketlerinde, benim içinde olduğum elmalar tercih nedeni dediğini de duyuyorum. Çünkü ben tarımsal ilacı atılan yerde olamam.
Tarım ilacı mı? Ben mi? Karar sizin.
Evet, Evet! Böcekcik ne yapsın! Yaşamını ikame etmek için çoğunlukla bu meyveye muhtaç, beslenmek zorunda. Tarihte Elmayı seven sadece biz olmadık! Pamuk Prenseste yedi, sonu malum. Her zaman yakışıklı prens çıkar mı, gönül uykusundan uyandıracak? Çıkmaz! Onlar sadece masallarda kaldı. Şimdi Gazoz moda.
O güzelim masallar.
O elmayı cadının elinden alın! Cadının eline hiç yakışmıyor…
Elma iç kurdu…