Arıları ve sinekleri ağzı açık bir şişeye koymuşlar. Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemiş, fakat şişenin tabanı kapalı olduğu için arılar dışarı çıkamamış, ancak bir an olsun geri dönüp karanlık tarafa da yönelmemişler. Önlerindeki cam engeli aşabilmek ve ışığa ulaşabilmek için mücadeleye devam etmişler.
Sinekler ise şişenin ağzına doğru yönelmiş ve açık olan ağızdan dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar.
☆☆☆
Arıyı kovalamak istediğinizde kaçmaz sizinle savaşır. Öleceğini bile bile iğnesini kullanarak savaşır ve diğer arılar için kendini feda eder.
Ama sinekler sıkışınca, riski görünce karanlığa doğru sıvışan, ziyafet sofrası görünce davet edilmeden yanaşan, başkaları üzerinden geçinen uyanık bedavacılardır. Sinekler için sadece kendileri önemli ve değerlidir. Nerede yiyecek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çıkarları söz konusu ise, nasıl hak etmeden çok kazanacaklarsa oraya yönelirler.
İnsanoğlu arasında bal arısı gibi olan da var sinek gibisi olan da. Biri aydınlığa erişmeye çabalar öteki karanlığa…biri fedakâr, cesur, üretken ve paylaşımcı, öteki hazırcı, hırsız, korsan, beleşçi ve ödlek…
☆☆☆
Hani bal arısı izin alsa da şöyle bir tatile çıksa, kumsalda güneşlenmek için şezlonga yayılarak, güneş gözlüklerini de takıp bacak bacak üstüne atsa, “şamata burada” karikatür dergisini açıp relaks bir şekilde okusa, attığı kahkahalarına martıları şaşırtarak özendirse…
Ne tatil ama…sonrada bronzlaşmanın kibri (!) ile tatile çıkamamış kovandaki iş arkadaşlarına bassa havayı !
(Bu arada beyaz adamın öteki gördüğü Afrikalı kardeşlerimiz aşırı bronz ama hiç kibirli değiller !)
Her söze başlarken, üstünden bir türlü atamadığı “Bodrum” tatil günlerine atıfta bulunarak;
-“Geçenlerde Bodrum’da iken bakın ne oldu ?”
-“Hayırdır? Bodruma indiğini, hapsolduğunu haber etseydin gelir çıkarırdık seni…biz yukarıda çiçeklerin arasında terastaydık, havadar, güneşli güzel bir gündü, bodruma niye gittin ki ?”
-“Yok ya Hû, hani şu tatil beldesi Bodrum’u kastediyorum”
-“Haaaa…eeeee ?”
-“Bir yakın tanıdığım telefon etti, tatildeyim dediğim halde, anlamazlıktan gelerek “balımız tükendi çok acil bal lâzım” demez mi”fe sübhan Allah”…lâfı uzatınca ona …”tatildeyim; bal da yok mal da, reçel ye reçel” dedim, ısrara devam edince dayanamadım artık; “eşek arısı tanıdığın yok mu, ondan istesene, o da arı” dedim ve suratına kapattım…ne lâf anlamaz yapışkan tipler var şu dünyada !” Ha bir de utanmadan diyor ki; “hayvanların tatili mi olurmuş”….Lâfa gelince kimi insanlar hemen çevreci kesiliyorlar, havayı, suyu, toprağı kirleten, ozon tabakasının delinmesine sebep olan kimyasalları üreten ve kullanan; sera etkisinin sebebi olan gazları atmosferimize salıveren ve küresel ısınma sonucu iklimin değişmesine sebep olarak sel, kasırga ve çölleşmeye sebep kendileri değilmiş gibi…!
-“Ha ha ha, ağzına sağlık, biz şu kısacık ömrümüzde 800km yol kat ediyoruz, binlerce çiçek dolaşıp bal yapıyoruz, azıcığını kendimize ayırıyor, kalanını insanlara ve başta ayılar olmak üzere diğer hayvanata ikram ediyoruz da eşek arıları hazırcılık yapıyor, korsanlık yapıyorlar, çalıp çırparak malı götürüyorlar. Biz arıyız da eşek arısı ne Allah aşkına !”
-“Ne güzel buyurdun üstat, tatilimizi burnumuzdan getirenlere şöyle bir ilân vererek duyuralım mı;” …”tatildeyiz; bal da yok mal da, reçel bulamazsanız eşek arısına müracaat edin, o da arı değil mi ?”
-Hııh, çok yaşa !
☆☆☆
Evet fıkra gibi değil mi ?
Azıcık ironi bakış…
Bal arısı sürekli üreten, dur-durak bilmeden çalışan, 800km.lik uçuş sonunda kanat yapısı deforme olduğunda işi biten bir tür. Erken yaşlarda iken kovanda bebek bakımı, kovan temizliği işleri yapar, yaş olgunlaştıktan sonra çiçek dolaşmaya çıkarak hem çiçekli bitkilerin tozlaşmasına çiçek tozu taşıyarak yardım eder hem de bal yapma işlerini üstlenir. Bal arısının da zehir iğnesi var ancak onu sadece düşmana ve düşmanca hareket yapana kullanır…
Eşek arısına gelince; genel vücut yapısı itibarı ile bal arısından çok da farkı yok, onun da (olur olmaz kullandığı) zehir iğnesi var, ancaaaak; bal yapmıyor, yapamıyor.
Hazırcı, korsan, yamyam, çöpçü, saldırgan, polen tozlaşmasında katkısı ve faydası da yok !
☆☆☆
İnsanlar ile bal ve eşek arısı arasında karşılaştırma yapıp benzerlik kurmayalım değil mi ?
Yeryüzünde “Homo sapiens” olup da “insan” olduğundan bîhaber mahlûklar da var mıymış ?!!
Ya da “bal yapmaz arı gibi vııız vızzz”layanlar !
Vesselâm…
Arılar ve sinekler…
Etiketler:
Yorumlar
Benzer Haberler
-
Şapka
-
Don Sonrası Meyve Ağaçlarında Alınacak Önlemler
-
İman Nedir?
-
Boşanmalar
-
Hayatımızın Dengesini Nasıl Sağlarız?
-
NE ZAMAN UYANACAĞIZ?
-
Bir Bayram Daha Geçti Ömrümüzden
-
Ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene
-
Bana Dokunmayan Bin Yaşasın Kitabını Yazma Fikrim
-
HEY YOLCU !
-
Sorumluluğun ve Kaybın Öğrettikleri
-
ATA TOHUMU MU, HİBRİT TOHUM MU?