Ne kadar abartılı yaşıyor insanlar,
kendi kendilerini ne kadar da çok parlatıyorlar…vitrinize ediyorlar…
Mes’elâ; gökten zembille inmiş haşmetmeab hazretleri yahut prenses teşrif ediyorlarmış…yahut filânlarla bir araya gelmişlermiş…feşmekanlarla yemekteymişler, filân ecnebi memleketinin meydanlarında gezintideymişler…gondol sefâsı yapıyorlarmış…
Hele bir de mühim(!) birileri ile aynı fotoğraf karesinde ve en yakın konumda olunmuşsa…âleme duyurmak içün her yol teşne…
Kimi ortamlarda bir koşuşturma ve bin telaş vardır kalabalıklarda, insanların kendini göstermek içün öne atılmalarını, birbiri ile yarışmalarını gözlemlemişsinizdir…
Bu arada gökyüzünü aydınlatan havai fişekler de, çakan şimşekler ve gök gürültüleri ile adeta yarışıyordur, ve orada bulunmaktan, ahali çok mutludur çok…
Ey insanlar, ey vitrin meraklıları…başınızı ellerinizin arasına alıp da birazcık tefekkür ediniz.
Ne olmuş yâni, herkeste var iki el iki ayak, bir çift göz iki kulak..
Böylesi şaşaalı mecra yahut ortamlarda bulunmakla, sanki gökten özel olarak indirilmiş havalarında tavır takınmalar neyin nesi !
Ne oluyor, kardeşim ?
Nedir bu estirilen havalar…!
Ben var ya ben, senden daha…. senden daha… senden daha…!
Eeee, n’olmuş ?
Bırak da kaliteni görenler seni beğensin… kendini beğenmiş kibir yumağı olmanın âlemi yok !
Biyografine CV’ine değil, duruşuna eylemlerine yaptıklarına göre, insanlık kalitene göre, insana kıymet biçildiğini unutma !
İmkân ve kudrete bugün kul olanlar, yarın başka imkân ve kudret sahiplerinin etrafında pervane olacaklar, ve belki o zaman etrafında selâm vereceğin kimse bile olmayacak unutma !
Ezan ile gelip sela ile gidilen bir dünyada, ömür denilen zaman diliminde, kimsenin ötekinden farkı yok mesuliyetler dışında, onun da nihayetinde faturası kesilecek, hesabı verilecek, zerre kadar da olsa…!
İnsana adamlık kalitesi, şeytana kibir ve gösteriş yaraşır !