YARASALAR İYİ Kİ VAR!
Malum 2020 yılına damgayı Coronavirüs Pandemisi vurdu. Coronavirüs denince akla ilk gelen ise Çin ve yarasalar. Şu an pandeminin yarasa kaynaklı olduğu kesinleşmiş değil ancak yarasalar ve zoonoz hastalık kavramı sıkça karşımıza çıkan bir olgu. Bu yazımda yarasaları ve insanlık için önemini işliyorum. Haydi başlayalım.
YARASALAR
Yarasalar, ön ayakları kanat olarak uyum sağlamış ve doğal olarak gerçekten uçabilen Chiroptera takımında sınıflandırılan memelilerdir. Chiroptera, Eli kanatlılar anlamına gelir. Yarasalar dünyada kutup bölgeleri ve bazı izole olmuş adalar hariç tropikal ve ılıman bölgelerde yayılış gösterir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’de biri meyve, 35’i böcekle beslenen toplam 36 yarasa türüne ait kayıt bulunmaktadır.
Yarasalar sahip oldukları biyolojik özelliklerine bağlı olarak bitkilerin tozlaşmasında, tohumların yayılmasında (muz, avakado ve mango gibi 300’den fazla meyve türü tozlaşma için yarasalara bağlıdır) ve böcek populasyonlarının dengede kalmasında rol oynarlar. Yarasalar kış uykusundaki dönem hariç akşamın ilk saatlerinden sabahın ilk saatlerine kadar aktiftir. Küçük bir yarasa kolonisi bir yılda bir tonun üzerinde böcek tüketir.
YARASA HEKİMLİĞİ
Yarasaların bize gelmelerindeki en büyük etken genelde travmalar oluyor. Yine öksüz bulunmuş yavrular, aç ve bitkin düşmüş bireyler ile çeşitli sebeplerden dolayı açık yarası bulunan bireyler de karşımıza çıkıyor. Bir yere çarpmaya bağlı gelen vakalarda travmanın etkilerine karşı önlemler alıyoruz. Ona göre çeşitli ilaç uygulamaları yapılabiliyor. Kırık olup olmadığına bağlı sürecin işleyişi belli oluyor. Yine öksüz yavrular formula dediğimiz özel karışımlarla düzenli aralıklar besleniyor ve belli sıcaklık ve nemde bulunan özel küvezlerde bakılıyorlar. Aç ve bitkin düşmüş bireylere ise çeşitli mineral ve vitamin takviyeleri ile birlikte sıkı bir beslenme programı uygulanıyor. Genelde ana besin maddelerini un kurdu olarak ayarlıyoruz. Su içmeleri içinse ıslak pamuk koyuyoruz. Tedavisi tamamlanan canlılar uygun koşul ve zamanlarda tekrar doğal ortamına bırakılıyor. Bu süreçte yine biz hekimler de temasımızda dikkatli oluyoruz. Eldiven, çeşitli dezenfektanlar gibi araç gereçlerle beraber düzenli aşı programımızı da uyguluyoruz.
AMAN DİKKAT !
Yaban hayatında; tilkiler, kokarcalar, çakallar, kurtlar, sansarlar ve yarasa gibi hayvanların yanı sıra şehir hayatında sokak köpekleri ve kediler de kuduz taşıyıcısı olabilir. Her yaban hayvanı ya da sahipsiz hayvan kuduz demek değildir. Dolayısıyla her yarasa da kuduz değildir. Ancak bir veteriner hekim olarak tavsiyem şüpheli bir temasta mutlaka kuduz aşısı olmanızdır. Kuduz hastalığı tedavisi olmayan ve sonucu % 100 ölüm olan bir hastalıktır. Aşı hayat kurtarır. Maalesef 2016 yılında bir tarım işçisinin yarasa ile teması sonucu aşı olmaması 45 günlük yaşam mücadelesi sonrasında hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Yarasa başta olmak üzere yaban hayvanları ile şüpheli temaslarda (çizik, ısırma, dişleme, tırmalama gibi) bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı ve mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
YARASA İLE KARŞILAŞMA
Yarasalar doğada genellikle mağaralarda bulunmakla beraber, şehir yaşamında da sıkça karşımıza çıkabilmektedir. Özellikle çatıda, saçaklarda, duvar çatı kesişim yerlerinde bulunurlar. Tiz-kesik sesleri ve yerde görebileceğiniz siyah, bulgur tanesi büyüklüğünde dışkıları ile varlığından şüphelendiğiniz yarasayı gece vakti sokak lambasının etrafında uçarken görebilirsiniz. Sinek ve böcek ana besinleri olan yarasalar gerçekten iyi ki var.
Eve yarasa girmesi durumunda ise cam ve perdeler açılmalı, ışık ve kapı kapatılıp odadan çıkılmalıdır. Çıkamaması durumunda ise mutlaka kalın eldiven, havlu gibi nesneler kullanarak hayvanı incitmeden ve mümkün olduğunca az temas ederek çıkarmalı sonrasında mutlaka bol sabun ve su kullanarak ellerimizi yıkamalıyız. Yarasalar sanılanın aksine kör değildir. Türlere bağlı görme derecelerinde farklılıklar olmakta birlikte yarasalar ekolokasyon kullanırlar.
Yarasalar ekolokasyonu, karanlıkta yön ve yemek bulmak için kullanırlar. Yarasalar ağızdan veya burundan bir ses dalgası göndermektedir. Ses dalgası bir nesneye çarptığında, bu eko üretmektedir. Eko nesneden seker ve yarasanın kulaklarına geri döner. Yarasalar nesnelerin yerini, büyüklüğünü ve şeklini anlamak için ekoları kullanır. Ekolokasyon kullanarak, yarasalar, tamamen karanlıkta, insan saçı kadar ince nesneleri dahi tespit edebilir.
Yarasaların ekosistemdeki rollerinin iyi bilinmesi, korunması, bilimsel çalışmalarda rol model hayvan olarak kabul edilip insanlık için önemini iyi kavramak gerekmektedir.
Kaynak: https://turkiyeyabanhayati.org/