Başım mı kalabalık, yoksa gönlüm mü yalnız? Zifiri karanlığın sonsuz boşluğunun bilinmezlerindeyim. Sahi, neydi bizi dipsiz uçurumlara doğru iten o şey? Çözemediğimiz dertlerimiz mi, yoksa dertlerimizin olmasına yol açan insanlar mı? Ah insanlar…! Hepsi ne kadar da birbirinden farklı ve ilginçler. Kimileri sevgiyi çok iyi anlarken sevilmenin ne olduğunu bilmez, kimileri ise mutlu olmayı bilmez. Bizler de bilmeyenlerden olmamak için öğrenilmesi gereken bir konuyu öncelikle merak etmemiz gerek. Mesela hayatı sorgulamak… Aaa pardon, yoksa kendimizi sorgulamak mı demem gerekirdi? Elbette ki kendimizi sorgulamalıyız, çünkü hayat bizi değil; biz hayatı yönetiyoruz. Neyse… Lafı çok dolandırmadan örneklerle giriş yapayım asıl konumuza; öncelikle iyi bir insan mıyız ya da iyi bir insan olmak için neler yapmamız gerekir? Emin olun ki bu sorgulamaların yanıtını bulan insanlar, hayatta birçok zorluğu aşmış kişilerdir.
Son zamanlarda kimi insanlar, olduğu gibi değil de olmasını istediği biri gibi davranma konusunda ustalaşmışlar. Buna maske mi dersiniz, polyanacılık mı, varın orasını siz düşünün. Mesela ben kendimden örnek vermem gerekirse; sırf dürüstlüğümden dolayı bazı insanlar tarafından hiçbir zaman sevilmedim. Ama bir o kadar insan tarafından da sevildiğimi bilirim. Gerçi sevilmesem de bir şey kaybetmem, yeter ki ben kendimi bileyim, kendimi kaybetmeyeyim, o bana yeter. Siz de böyle düşünün, o zaman mutsuzluk hissetmek yerine mutlu kalmaya devam edersiniz. Ben hayatım boyunca kendimi bildim bileli bir derdim ne kadar büyük olursa olsun çevremden hiç kimseye yansıtmadım. Hani dürüstlükten sevilmediğim zamanlar oldu dedim ya. Aslında ben her ne kadar moralim bozuk olsa da bunu dışıma yansıtmamaya çalışırım. O halde bile halimi, hatrımı soranlara “iyiyim” derim. Buna “bu dürüstlükten çıkar o zaman” diyebilirsiniz belki ama bilin ki aslında bunun adı “Ben üzüldüm ama kimseyi üzmeyeyim” demektir. Yalnız olmadığım bir konuyu biliyorum ki, bu satırları okurken benim gibi düşünen binlerce insan vardır. Umut işte… Ufacık bir umut. Umutsuz bir hayat zaten olmaz.
Şimdi diyeceksiniz ki “başlık ne alaka peki? “Kalabalıkta bile yalnız”… Eee o kadar kalabalığın içinde acaba halen yalnız mıyım? Belki de öğrenmek istediğim sorunun cevabı, makalemi okuyan kitlede saklı. Ne dersiniz?
Kalabalıkta Bile Yalnız
Yorumlar
Benzer Haberler
-
BAŞARILI OLMANIN YOLU
-
Tükettiğimiz Gıdalar ve Davranışlarımız Arasındaki Gizli Bağlantı
-
FENOMEN ÖĞRETMENLER VE MEMURLAR
-
Post mu dost mu?
-
Çürük üzüm habbesi…
-
KAYBETTİK
-
KANDIRMA SANATI
-
ERZURUMLU NAFİZ KOTAN KİMDİR?
-
Kaht-ı rical, kıtlık mes’elesi…
-
HANGİ ACI UNUTULUR?
-
Toplumsal Değerler
-
YETİM GÜLERSE CİHAN DA GÜLLER AÇAR