Türkiye’de onlarca il, yüzlerce konferans, binlerce insanla konuştum. Bazen saatlerce, bazen günlerce. Kendimi anlama yolculuğumda, insanları da anlama, onlarla empati kurarak geleceği nasıl şekillendirebileceğimi düşünme, bu ülkeye nasıl katkı yapabilirim düşünceleri ile geçen onlarca yıl beni bazı kapıların önüne getirdi. Bu kapılardan biri de aslında bir “kitap yazma” düşüncesi idi. Yıllar boyunca okuduklarım, deneyimlediklerim, hayata karşı zaman içerisinde gelişen bakış açım bazen bazı şeyleri zorunlu kılıyor. 40’lı yaşlarımda ilk kitabımı yazmaya başlamak ve bu kitabı yazarken de aslında kitabın neler içerebileceğine yazarken, yolculukta karar vermek benim için inanılmaz bir deneyimdi.
Bugün, yılbaşından beri onlarca sayfa yazdığım kitabın, tam olarak neler içerebileceğine karar verdiğim muhteşem bir gün aslında. Çünkü döngüsel ekonomi mantığı ile ülkemizde neler üretilebileceğini konu alan, gençlere rehber olabileceğini düşündüğüm kitabı, daha da genişletip, aslında ülkemizdeki bir gencin neler bilmesi gerektiğini temel olarak konu alan, samimi bir dille yazılmış, fizyolojiden, biyolojiye, tıbbi aromatik bitkilerin neler olduğundan, girişimcilik yolculuklarına, döngüsel ekonomiden, geleceğin yüksek teknolojilerine kadar her şeyi tek bir kitapta yazmaya karar verdim 🙂 Aslında gençlere yol gösterebilecek, hayatlarına biraz olsun destek olabilecek, motive edebilecek, geleceği araştırmalarına merak saldırabilecek, geleceği öngören, yüzü tamamen geleceğe dönük bir kitap olsun istedim. Ülkemizin doğusundan batısına herkesin rahatlıkla anlayabileceği, rahatlıkla okuyabileceği bir içerikte olsun istedim. Kitabı okuyan öncelikle kendisini tanısın, sonrasında da bu ülke için bir şeyler üretsin istedim. Fikirler üretsin, yenilikçi projeler üretsin, ürettiği düşünceleri etrafına yaysın, yaydıkça yeni projeler de üretsin istedim.
Tam da bu düşünceler içerisinde, kitabın önismi olarak ona “Başat” ismini verdim. Başat kelimesi 13. yüzyılda Uygur Türkleri’nin metinlerinde geçiyor. Ve taa o zamandan günümüze taşınmış, dominant, baskın, lider anlamlarına geliyor. Ayrıca verimliliği de çağrıştırıyor.
Kitabın asıl amacı, aslında değişen dünyada ülke gençliğinin bu değişime adapte olmasını sağlamak, adaptasyonu sağlamasına yönelik olarak gerekli bilgilerle donanmasına yardımcı olmak, yol gösterici olmak amacıyla nacizhane bir şeyler aktarmak istedim.
Gerçekten inanılmaz heyecanlıyım. Yaşamlar boyu süren öğrenme yolculuğunda, doğru bilginin, deneyimlerle kazanılan bilginin ne kadar değerli olabileceğini, kıymetinin parayla ölçülemeyeceğini çok iyi biliyorum. Tam da o yüzden, ben çok eminim ki iyi niyetlerle yazmaya başladığım bu kitabı ülkemizin her yerine ulaştırmak için elini taşın altına sokabilecek binlerce insan olacaktır. Bunun heyecanını da yoğun bir şekilde yaşıyorum.
Hayalleriniz için çabalamayı, hayallerinizi hayata geçirmeyi asla ertelemeyin. Bu toprakların kadim güçlerinden biri olan Mevlana’nın şu sözü, tam da bu konuda bana ışık olan bir güçte. Mevlana diyor ki, “Yola çık, yol görünür” diye. Hayatta hep böyle davrandım. Doğru olduğuna inandığım her şey için, yola çıktım. Çok da ötesini görmeden.
Hayalleriniz için yola çıktığınız bir Pazar günü olmasını diliyorum.