Kahramanmaraş ve Hatay’da depremde yıkılan anaokulunun enkazına balonlar asıldı. Her çocuğu simgeleyen bu balonlar taşlara, molozlara, demir yığınlarına tutturuldu. Bırakın bu balonları uçsunlar. Bırakın! Bağladığınız her balon beni o kötü günün sabahına götürüyor. O balonları uçuracak çocukların çoğu yok artık. İçine üflediğiniz havayı alamıyorlar. Uçtular. Ama havasız. Balonsuz. Büyükleri işlerini iyi yapsaydı, o balonlar, o masum meleklerin elinde olacaktı. Büyükler çalmasaydı, çırpmasaydı, işini iyi yapıp, betonu, demiri yerinde kullansaydı, o balonlar o küçük ellerde özgürce dolaşacaktı. Molozlara demirlere bağlı olmayacaktı. Büyükler para hırsıyla, beton binaları canlı mezar haline getirmeseydi, o balonlar özgür olacaktı. Büyükler, planlamalarını bilime göre reel olarak yapsaydı, o balonlar o masum ellerdeydi. Büyükler imar affıyla, üç kağıtçıların yaptığı oturamaz binaları allayıp pullamasaydı o balonlar minik ellerdeydi. O balonlar öksüz, o balonlar yetim kaldı. Çok katlı binalara ruhsat veren belediyeler, o balonları öksüz bıraktı. Her olanı kadere yükleyen, külli iradeyi hiç sayarak gerekli tedbirleri almayan her kimse o balonları öksüz bıraktı. Artık bırakın balonları, gökyüzüne salınıp, özgürce salınsınlar. Çünkü bu balonların temiz nefeslere ihtiyacı var.