Şehirler insanın ve insanlığın mayalandığı yerlerdir…
Zamanın iyi yönetildiği, vaktin kıymetlendirildiği şehirde insan;
-an denilen zaman dilimini tecelli olarak okumak gerektiğinin,
-aldığı verdiği nefese hapsolmuş hayatın mânâsının,
-ilmin nûr cehâletin zulmet olduğunun,
-alış verişte ölçünün, muamelatta hak ve hukukun, tasarrufta adaletin gözetilmesinin mutlak ve mecburi olduğunun,
-nakışta nakkaş eserde müessirin varlığını görmenin,
-insanın çevresi çevrenin de insan için yaratılmış emanetler olduğunun
farkındalığının farkındalığına müdriktir.
★
Şehir demek ilim demek
Şehir demek ticaret demek
Şehir demek adalet demek
Şehir demek eğitim demek
Şehir demek kültür ve medeniyyet demek
Şehir demek san’at demek
Şehir demek şifahane demek
Şehir demek organizasyon demek, vakıf demek, dernek demek
Şehir demek insanın insanlığının mayalandığı mekânlar demek
Şehir demek Devlet demek…
Şehirler yıkılırsa insanlık yıkılır…
Sonra, “Molozlar arasında insan var mı diye aranır !”…
Yıkıntı ve molozlar arasında ilim, kültür, sanat, adalet, ticaret ve sağlık ağır yara alır hatta yıkılır…
İşin ucu dönüp dolaşıp insana, insan kalitesine, insanlık mayasının tutmuş olmasına, nitelikli/niteliksiz: mühendise, müteahite, iş adamına, esnafa, tacire, meslek adamlarına, nervürsüz ve çapı düşük inşaat demiri kullanan inşaat ustasından şantiye şefine ve kontrolöre, yapı denetcisine, imar ve inşaat izni vermiş yerel yöneticiye, eğitimcilere, ehliyet ve liyakata kadar varıyor…!
Değilse insan ve insanlık yıkıntılar arasında aranıyor, insanların arasına karışmış ve sıkışmış molozlar insanı yok ediyor, harab ediyor, mekânlar viraneye şehirler harabeye, sağ kalanlar gurebâya dönüyor !
Ve; bir yandan yer yarılıp içindekini dışa atarken, diğer yandan hırsızı, yağmacısı, talancısı, fırsatçısı, reklâmcısı gibi safraları da iyot gibi açığa çıkarıyor…
★
Deprem sebebiyle vefat edenlere rahmet yaralılara acil şifâ niyâzı ile…
Tez zamanda aziz millet ve güçlü devletimiz elele verdi, şehirlerimiz inşâ ve ihyâ olacaktır inşâ’Allah…