Ana Sayfa Genel, Gündem, Turan Ekinci 7 Aralık 2022 112 Görüntüleme

GÜZELLEŞİRKEN ÇİRKİNLEŞMEK

Son yılların en büyük hastalığı: Güzellik ve uğruna servetler harcanan estetik operasyonlar…

Hiç şüphe yok ki hangi topluma ait olursa olsun insanlar, birey olarak yaptıkları eserler, başardıkları işler ve ürettikleri ürünlerin takdir edilmesi kadar kendi bir takım fiziksel özelliklerinin de beğenilmesinden doğal olarak haz duyarlar. İnsanoğlunun yaratılışındaki “ben” duygusunun bir özelliğidir bu ve son derece normal davranışlardır. Kabul görme duygusunun tatmini takdir edilme ve beğenilme noktasında kendini daha çok gösterir.

Ancak gelinen noktada bu durum artık, insanların, gerçek kimliği ve var olan özellikleriyle gerçek kişiliklerinin, sonradan edinilen sahte bir kimlik ve arayışlarını bitirememiş yapay bir kişiliğe dönüşmesi gibi son derece tehlikeli bir hal almaya başladı.  Küçük bir çocuktan yaşlı bir bireye kadar herkes bulunduğu toplulukta kabul görme duygusuyla yaşarlar. Bu kabul görme duygusu insanları üretkenliğe sevk ederken bazen de bir şeyler üretme ve başarma yolunu seçmeyenlerde toplumun çoğunluğunun aksine uç davranışlar, saldırganlık, uyumsuzluk, farklı tepkilerle dikkat çekme vs. gibi insanların ilk çağ dönemlerindeki içgüdüsel davranışlarına örnek teşkil eden hareketler gözlemlenir. Günümüzde sosyal medyanın artık herkesin anlık ulaşabileceği bir mecra olması, sahte bir yaşam alanı bulunması, bireylerin yalnızca ailesi ve yakın çevresi tarafından takdir edilme duygusunun yetersizliği düşüncesi gibi, hastalıklı bir ruh hali oluşturdu diyebiliriz. Artık çok daha fazla tanınır olma, çok daha fazla beğenilir olma, sürekli pohpohlanma, altı boş olsa da her türlü daha çok takdir edilme, istatistiki beğenilme oranlarının çok olması, çok izlenme vb. sanal ortam tatminleri gerçek hayatın dışında robotlaşmış insanlar oluşmasına neden oldu.

Kalıcı eserler üretemeyen sıradan insanlar eskiden sanatçıya, zanaatkara, bilim insanına, bilen insana olan hayranlığı ile yetinir ve kendi adına birazını başarabilirse mutlu olurdu. Şimdi ise tam tersi! Üretmeden en beğenilir olma, fayda sağlamadan en çok değer gören olma, emek vermeden en iyi yerlerde olma gibi talepleri -bir de kendine hak görerek- ısrarla bekleyen ve sürekli bunun peşinde koşan bir nesil ortaya çıktı.  Hal böyle olunca, fikirleriyle, yaptığı işlerle, başardığı şeylerle, ürettiği ürünlerle küçük veya büyük kitlelere ulaşamayacağına inanan; eğitimsiz, kişilik bozukluğu yaşayan insanlara, bu kendine güven sorununu en iyi ortadan kaldıracağını düşündükleri şeyler görsellik olarak imdada yetiştirildi. Yetiştirildi diyorum; çünkü kapitalist sömürü düzenindeki kurnazlar için en verimli insan grubu bunlardı ve bunlar üzerinden toplumları cahilleştirmek ve sömürmek son derece kolay olacaktı. Öyle de oldu…

Gelişmiş toplumlarda örneğini daha az göreceğimiz “ego patlaması” yaşayan insanların, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde fazlaca olması da işte bu şekilciliği her şeyden üstün gören insanların sayısının artırılmasıyla mümkün oldu. Kendini geliştirme adına bir kitap bile okumayan kadınların yılda üç beş kez sağını solunu estetik operasyonlarla düzelttirme çabalarının amacı hangi toplum yararına bir konu olabilir sizce? Tabii sözlerim erkekler için de geçerli. Sağlık sorunları veya kişiyi aşırı mutsuz eden fiziksel kusurlarının, hatta biraz daha güzel görünmek arzusunu eleştirme noktasında değiliz burada. Bilimin her alanı gibi bu da insanların hizmetine sunulmuş harika bir şeydir o tartışılmaz; ancak hedef sadece güzelleşmek ve görsel beğeni noktasında en üstlerde olmak olunca bu kez ortaya birbirinin hemen hemen aynı milyonlarca insanın çıkması ürkütücü değil mi?

Dil bilgisinde bir kural vardır; yazıda noktalama işaretleri doğru kullanılmalı ki okuyucu yanlış anlamalara yol açacak ifadelerle baş başa kalmasın. Oysa konuşma dilinde konuşanın hatalı sözleri, telaffuzları olsa bile mimikler neyi kastetmek istediğini anlatacak kadar yeterli fırsatlar yaratır.  Öyle bir hal aldı ki bu estetik ve güzellik yarışı, birbirinin aynısı kızların yüzlerindeki sıfır ifade ile mimiklerinden bir anlam çıkarmak mümkün değil. Gülüyor mu, ağlıyor mu, şaşırıyor mu yüzünden anlayamadığınız insanın ruh halini anlama ihtimaliniz olabilir mi? Kadın veya erkek, burunları, -şahsımca- korkunç duran dudakları, özbeöz Türk olmasına rağmen Uzakdoğulu gibi görünen yapay çekik göz yapısı, çamaşır asar gibi yukarı kaldırdıkları kaşları, takma saç, kirpik, şu bu derken aynı fabrikasyon ürünü kişilerin bu halleri ile hangi toplumsal katkıyı sağladıklarını söyleyebilirsiniz?

Güzel olmak, güzel görünmek için yapılan dokunuşlar son derece kabul edilebilir şeyler; lakin eğitim, toplumsal duyarlılık, üretkenlik, yaşanılan dünyaya zerre de olsa katkı sağlama noktasından kişileri uzaklaştırıp yapay görsellikle bir şeylere daha kolay sahiplenme hedefi haline gelince bu çok ürkütücü ve üzücü bir durum. Kaldı ki bu talebe cevap veren hedef kitle de olunca…

Esasın önüne geçtiyse usul

Neylesin abdest neylesin gusül

 

Özü, esası kaybetmemek dileğiyle sevgiyle kalın.

 

Turan EKİNCİ

Instagram: turanekinci.5560

Turanekinci.te@gmail.com

 

 

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com