Akran zorbalığı günümüzde çocukların uğradığı gizli ve açık şiddetlerin en tehlikelisidir. Zorbalık, başkalarının haklarını dikkate almadan; kendi statü, heyecan, maddi kazancı için veya grup ortamında kendi gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla başkalarına zarar verici davranışlarda bulunan kişi ya da gruptur. Akran zorbalığı; sözel şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, sosyal şiddet ve siber şiddet olarak beş başlığa ayrılır.
Akran zorbalığı davranışına maruz kalan çocukların okul başarısında keskin düşüşler görülür. Mağdur çocuk dikkatini derslerine değil, hedef olmaktan nasıl kaçacağı üzerine yöneltecektir. Çevresinde ki diğer arkadaşlarına oranla; daha içine kapanık, daha huzursuz ve daha stresli olduğu görülmektedir. Tüm bu durumlar; çocuğun okula gitmek istememesine, okuldan kaçmasına veya okul fobisi geliştirmesine sebep olabilmektedir
Bu zorbalıkların engellenmesinde en büyük etken okul idaresi ve öğretmenlerdir. Okullarda nöbetçi öğretmenlerden, sınıf öğretmenlerine, okul idarelerine kadar öğrencileri gözetim altında tutarak bunun önüne geçebilir. Bakanlığın bu sorunu çözmesinde her okulda öğretmen ve yöneticilere eğitim verip ve konuyu sürekli müfettişlerce kontrol ettirirse sorun minimuma iner diye düşünüyorum.
Bu akran zorbalığı ile öğrencilik yıllarında bende tanışmak zorunda kaldım. Ortaokul ve lisede mafya özentisi okul arkadaşlarımın sırf nam ve ün yapa bilmek için sınıfın ve okulun en zeki ve çalışkan öğrencileri üzerinde fiziksel ve sözsel şiddetleri karşısında çaresizdim. Konuyu okul idaresine taşıdım o dönemin okul yöneticileri hepimizi idarede tokatlayarak konuya kendilerince bir çözüm bulmuşlardı. Okul idaresinin tokatı benim vicdani ve insani kişiliğimde büyük travmaya sebep oldu. Zorbalık yapan grup şiddete alışkın olduğu için zorbalıklarına devam etti. Artık savunma psikolojisinden çıkıp bende saldırma psikolojisine geçmek zorunda kaldım. Ders çalışmaktan, sınıfta ders dinlemekten çok bu gruplarla karşılıklı küfürleşmeler ve tehditler başlamış, her okul çıkışında bıçaklı, sopalı kavgalara dönüşmüştü. O dönem bizi kara kola götüren polislerde okul idaresi gibi bizi tokatlayıp Salı veriyordu. Şiddetin çözümü şiddet olamazdı. Ailelerimiz bin bir zorluklarla okumamız için gönderdiği okullarda akran zorbalığı nedeni ile haylaz kavgacı bir çocuk konumuna gelmiştim. Bizim dönemimizde sırf akran zorbalığından okuyamayıp okuldan alınan arkadaşlarımız vardı. O dönem Haymana lisesinin kapısında jandarma komandolar nöbet tutmaya başladı ve onlar bile caydırıcı olamamıştı. Bizim dönemimizin öğrencileri bu akran zorbalığı yüzünden iyi üniversiteleri kazanamadılar. İstikballerimiz umursamaz, ilgisiz bir okul öğretmen ve idarelerince kaybedildi. Akran zorbalığından çok çekmiş bir birey olarak yeni neslin gelecekleri çalınmasın.
Çocukların çok azı bunları ailelerine söyleye biliyor, çocuklar küçük yaşta bu zorbalıkla mücadele etmek durumunda kalıyor. Zorbalıkla çocuk baş edemez aileler ve öğretmenler ve hatta diğer kurumlar el ele bu sorunla baş etmelidir.
Sosyal medyalarda çocuklar her türlü şiddet ve saldırıya açık oldukları için en çokta bu mecralarda zorbalıklara maruz kalmaktadırlar ailelere kontrol ve destek olmaları konusunda çok iş düşüyor.
Çocuğunuzun akran zorbalığına maruz kaldığını fark eden aile yapması gereken şey okul psikolojik danışmanı yada okul idaresi iletişime geçmektir. Okul psikolojik danışmanının bu konuyu okul yönetimine aktardığından emin olun ve bu konuyu takip edin. Bu sorunu okulun çözmesi için de okula zaman tanıyın. Okul idaresi konuyu düzeltecektir. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.