İnsan canlısının sağlığının korunması ve uzun ömürlü olması için günlük alması gereken bazı bileşenler var. Bunlar temelde enerjinin sürekliliği için karbonhidratlar, yağlar ve proteinler. Bunlara ek olarak bu bileşenlerin sağladığı enerjinin daha verimli olarak kullanılabilmesi için vitaminler ve mineralleri de almak zorundayız. Bunlar haricinde PQQ gibi çok özel bileşenler de aslında almamız gerekenlerin çok derin detaylarında var.
Ama tüm bu bileşenlerin vücudumuzda çok daha yararlı hale getirilmesi için tüketmemiz gereken elzem bir diğer bileşen ailesi de “ANTİOKSİDANLAR”. Çünkü antioksidanlar bizim sağlıklı kalmamızı sağlayan, ne kadar kötü beslenirsek beslenelim bizi ayakta tutmaya yarayan temel bileşenler. Oksijen atmosferinde parçalanmadan sağlıklı bir şekilde kalmamızı sağlayacak çok etkili moleküller.
Sahip olduğumuz her türlü sağlık problemimizin altında hep ama hep antioksidan zengini beslenmeme var. Hani hep merak ederiz ya, bu işin temelinde ne var diye. İşte antioksidan zengini beslenmeme var, tüm ama tüm hastalıkların temelinde. O nedenle düzenli antioksidan kullanmamız gerekiyor.
Neredeyse tüm insanlık düzenli antioksidan kaynağı olarak kahveyi tüketiyor. Sonrasında biz toplum olarak çay tüketiyoruz. Peki ya başka? Sebze ve meyveler antioksidan kaynağıydı. Artık değiller. Çünkü konvansiyonel tarımla ürettiğimiz için temel olarak tükettiğimiz sebze ve meyveler artık bizler için antioksidan kaynağı değil.
Peki ya geriye ne kaldı? Hiç dokunulmamış bazı özel meyve türleri kaldı. Bunların başında ülkemizde de 2019’dan beri yetiştirilen ARONYA geliyor. Aronya tüm meyveler arasında şeker oranı çok düşük ama antioksidan kapasitesi neredeyse en yüksek 3 meyveden biri.
Örneğin antioksidan kaynağı olarak bilinen üzümün ORAC değerli 1500’lerde iken, aronyanın 16000’lerde. Yani arada 10 kat fark var.
Aronya’yı her türlü meyveden neden daha çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin tüm hastalıklarının temel çözümünün beslenmeden geleceğine ve beslenmenin de özellikle antioksidan zengini olursa tüm sorunlarımızı çözeceğimize inanıyorum. Bu kişisel bir inanç değil. Bu aslında bilimsel bir gerçek (https://lnkd.in/dREEpuS9).
Aronya ile tanışmadıysanız, lütfen bu sene tanışın. Meyveyi tanıyın. Reçelini, marmelatını, pestilini yapın. Düzenli olarak tüketmeye özen gösterin. Kendinizdeki yenilenme hissinin hiç bitmesini istemeyeceksiniz. Bu kadar eminim.
