Ana Sayfa Sağlık 27 Ağustos 2021 26 Görüntüleme

Az Bilinen Kanser Türü: Multipl Miyelom

Lösemiden sonra ikinci sırada yer alan ancak halk arasında az bilinen kötü huylu kan hastalığı multipl miyelom, bağışıklık sistemi, böbrekler ve kemikler üzerinde yaratabileceği sorunlar nedeniyle hayati önem taşıyor.

Ülkemizde 100 binde 4 kişide rastlanan hastalğın neden ortaya çıktığı ile ilgili net bir bilgi bulunmamasıyla birlikte, hastalık diğer hastalıklarla da karıştırılabiliniyor.
KİLO RİSKİ ARTIYOR
Bazı risk faktörlerine sahip kişilerin hastalığa yakalanma ihtimalinin yüksek olduğunu savunan İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Atilla Özkan, “Beslenme alışkanlıklarıyla arasında kesin bir ilişki konamasa da, sebze ve balık ağırlıklı beslenenlere oranla hayvansal yağ ağırlıklı beslenenlerde ve şişman kişilerde daha sık gözleniyor. Bununla birlikte mesleki ve çevresel faktörler de suçlanan diğer olası nedenler arasında yer alıyor. Nükleer endüstri çalışanları başta olmak üzere petrol ve deri endüstrisi ile tarımsal sektör çalışanları multipl miyelom gelişimi açısından riskli sektörler olarak kabul ediliyor” dedi.
BAŞKA HASTALIKLARLA KARIŞTIRABİLİYOR
Multipl myelomun erken evrede çok fazla belirti vermeden ilerlediği için erken safhada nadiren tanı konulabileceğini belirten Doç. Dr. Özkan, “Bu nedenle 40 yaş üstünde halsizlik, bel/sırt ağrısı, istem dışı kilo kaybı ve/veya böbrek yetmezliği şikâyetiyle hekime başvuran kişilerde olası multipl miyelom hastalığının akılda tutulması ve gerekli testlerin yapılması son derece önemlidir. Multipl miyelom; bağışıklık sisteminin bozulmasına, normal kan hücrelerinin kemik iliğinde yeterli sayıda üretilememesine, anormal plazma hücrelerinin ve salgıladıkları proteinlerin yarattığı yıkıma, kan yoğunluğunun artmasına, kemik ve böbrekler üzerindeki hasarlara bağlı olarak birçok farklı belirtiye yol açabilmektedir. Bunlar arasında sayılabilecekler arasında; Kemik ağrıları (özellikle bel ve sırt), kolay kemik kırıkları, halsizlik, çabuk yorulma, efor kapasitesinde azalma, kilo kaybı ve iştahsızlık, bilişsel kapasitede azalma, uyuklama hali, çok susama ve çok idrara çıkma, bulantı, kusma ve puslu görme, sık ateşli hastalık geçirme yer alır” ifadelerine yer verdi.
TEDAVİSİ NEDİR?
Multipl miyelomun uzun süre ilerlemeden sabit kalabilen bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özkan, “Belirtisi olmayan, erken evre hastalığa sahip kişiler ilaçsız izlenebiliyor. Hastalığa bağlı belirtileri olan ileri evre hastalar tedavi edilmelidir” dedi.
Hastalığın tedavisini planlarken hastanın genel durumunun çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Özkan, “Hastanın yaşı, kilosu, eşlik eden hastalıkları, genel olarak organ fonksiyonları, bağışık durumu gibi birçok etken bir arada değerlendiriliyor. Buna göre de her hasta için özelleşmiş bir tedavi planı oluşturuluyor. Son 10 yıl içinde multipl miyelom tedavisinde birçok yenilikler ve tedavi seçenekleri geliştirildi. Önceleri, tedavide kullanılan ilaçların tamamı kemoterapötik ilaç iken, günümüzde çoğunlukla kemoterapötik sınıfta olmayan akıllı ilaçlar ile kombine olarak kullanılmaktadır. Bu sayede ilaçlara bağlı yan etkiler azaltılırken, tedaviye yanıt oranları ve hastaların yaşam süreleri önemli ölçüde uzatılmıştır. Bu ilaç kombinasyonları 3-6 ay kadar kullanıldıktan sonra yanıt değerlendirmesi yapılır. Tedaviye yanıt veren, organ fonksiyonları (akciğer ve kalp) iyi, 75 yaşından genç hastalara otolog (kendinden) kemik iliği nakli ile sağlamlaştırma tedavisi uygulanır. Takiben, nakil sonrası hastalık tekrarlamasın diye kemoterapötik olmayan ilaçlar ile genellikle ağız yoluyla tedaviye devam edilir. Otolog kan kök hücre nakline uygun olmayan hastalar ise ilaç tedavilerine devam edilir. Hastalığın tekrarlaması veya ilerlemesi durumunda daha önce kullanılmamış ilaçlar kombine edilerek tedavi edilmeye çalışılır. Nadiren, uygun vericisi bulunan genç hastalara allojenik (başkasından) kemik iliği nakli tedavisi uygulanır” dedi BSHA

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com