Ana Sayfa Gündem, Köşe Yazıları 8 Ocak 2023 26 Görüntüleme

DOĞU EKSPRESİ

Çok kıymetli okurlarım, bu hafta da size  Doğu Ekspresi ile yaşadığım maceramı anlatmak istedim. En az on yıldır özlemini çektiğim ama bir türlü boş yer bulamadığım için bilet alamadığım,  Doğu ekspresinden nihayet internet üzerinden bir bilet ala bilmiştim.  Ankara gara heyecan ile bir saat erken geldim.  Peronlar arasında volta atarken bütün ihtişamı ile Doğu Ekspresi perona erkenden yanaşmıştı

. İlk iş olarak biletimi kontrol edip, saat 17.55’ te hareket edip etmeyeceğinin teyidini aldıktan sonra vagonu bulup koltuğuma kurulmak oldu. On yıl önceki nostalji vagonlar o halleriyle beni selamlamıştı. “O eski halinden eser yok gibi” şarkısı hatırıma geldi. Tam saati ve vaktinde tiren Kars istikametine doğru hareket etti.iki numaralalı vagonun  Otomatik açılır iç kapısı  arada açılmıyor, açılsa kapanmıyordu,, vagonun içi adeta buz kesiyordu.

Biraz sonra yanıma sert mizaçlı bilet kont rol görevlisi geldi” biletleriniz” diye tok bir sesle bana doğru haykırdı. Cep telefonuma gelen sms bilet numarasını gösterince adımı sordu cevap verince listeden kontrol etti ve hiç  konuşmadan diğer yolculara  doğru aynı ses tonu ile ilerledi. Üslupta san ki bir kabalık sezinlemiştim. Saat ilerledikçe vagon dahada buz kesmiş otomatik kapının yarı açılır sesi her defasınında kulakları tırmalıyor arada bir yolcu bu kapıyı el yordamı ile kapatıyordu. Bir daha hayal kırıklığına uğramıştım sanki. Isınmak ve bir şeyler içmek için en son vagondaki restoran bölümüne gittim. Orada beyaz gömlekli ve koyu renk pantolonlu iki erkek çalışan kendi aralarında patronu belirlemeye çalışıyordu. “ abiciğim sen benim dediğimi yap bırak o işleri” diye ufaktan atışmarını izliyordum. İkiside sanki burada kamu cezası almış mahkum gibi zorunlu ve zoraki işliyor gibiydiler. Sesimi duyurup bir bardak sallama çayımı alıp koltuğuma o soğuk yere kurulup paltoma iyice sarılıp okumak için kitabımı açtım.

Hiç sönmeyen aydınlatma ışıkları eşliğinde günün ilk ışıklarına kadar kitabımı okudum. Gün ağarırken Sivas garında tirenin oyalandığını fark edince görevliye sorma gereği hissettim. Görevli yüzüme baktı cevap bile verme tenezzülünde bulunmadı. Hemen tuvalete girim görevlinin baktığı o yüze aynadan bende baktım ve aynı yüzüm duruyordu. Bir müddet daha orada bekleyince yolcular aradında cılız sesler yükselince bir yetkili geldi tiren arızalı boşaltın diye bilmişti.

Arka vagonların tamamını aşağı indirdiler ve bu bekleyişimiz Sivas ayazında devam etti. Birkaç saat sonra, birkaç vagon tirenden ayrılınca nihayet hareket edebilmiştik. Her durduğumuz istasyon sonrası “biletler” diye bağırarak tekrar tekrar bilet kontrolü yapan görevli artık can sıkıcı olmuştu. Aynı koltuk birden fazla yolcuya satılınca biraz vagonda keyifler kaçar gibi oldu neyse ki boş koltuklar olduğundan yolculardan sessiz olanı o koltuğa yönlendirildi. Arada “ hey hadi binin sizi mi bekleyeceğiz?” Diye yolcuları azarlayan görevliyi saymazsak soğuğa alışmıştık. Karnımız açıkmıştı ve öğle yemeği için tekrar restoran vagonuna gittiğimizde “yemek olarak sadece tavuk şiş varmış” denildi. Bu cevabı almak için iki görevliğin geceden devam eden o liderlik tartışmasının arasına girmiştik. Biraz sonra mecbur yemek zorunda kaldığımız tavuk şiş kocaman tabakla kirli masa üzerine servis edildi. Tabak boş kalmasın diye birer dilim domates ve salatalık tabağın kel yerlerine konulmuştu. Anlaşılan beşer tane tavuk parçası porsiyon olarak sunuluyordu. İki lokmada bitirdiğimiz yemeğimizden sonra hemen koltuklarımıza geri döndük.

Nihayet Erzincan gara gelmiş yolcu alıyorduk. Epeyce burada bekledikten sonra batman tirenin o heybetli kornasını çaldı ve hareket ettik. Görevli azarlarca “binin hayde” diyordu. Erzincan’ı çıkmak üzereyken tiren bir anda durdu geri geri tekrar istasyona geri döndü.. Biraz önce çıktığımız istasyona neden tekrar geldiğimizi sormak içim muhatap aradık nihayet birine ulaşmıştık.”Karşıdan tiren geliyor” dedi, ona yol vermek için geri geri gelmişiz… 4 saat Sivas’ta rötar yapmıştık birde böyle ara ara beklemeler ile 5 saat keyfe keder bekletmeler sıkıcı olmuştu. Asık suratlı personel, azarlayıcı hitaplar, olmayan yemek, kakımsız kirli tuvalet ve restoran konforsuz koltuklara çözüm bulunursa çok güzel bir yolculuk olur.

Çalışanların yolcuya hitabı ve davranışlarını saymaz isek tabi bozuk kapı ve soğukta dahil edilmezse muhteşem bir manzara, harika doğa ve kesinlikle gezilmesi ve görülmesi gereken bir yolculuk oldu.  İlgili kurum bu sorunları giderir ise keyifli bir yolculuk yapılır diye düşünüyorum.

Allah’a ısmarladık, hoşça kalın.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com