Gazze, uzun yıllardır çeşitli siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Son zamanlarda Gazze’deki durum ise özellikle İsrail ile yaşanan çatışmalar nedeniyle dünya gündemine gelmiştir.
İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları ve Gazze’den atılan roketler sonucu şiddet olayları artmış, birçok kişi hayatını kaybetmiş ve evleri tahrip olmuştur. Bu durum, çatışmaların yoğunlaştığı Mayıs 2021 döneminde özellikle büyük bir endişe yaratmıştı.
Uluslararası toplum olaylara büyük bir endişeyle yaklaşmaktadır ve ateşkes çağrıları yapmaktadır. Ayrıca yardım organizasyonları acil insani yardım sağlamak için çalışmalara başlamıştır. Ancak bu süreçteki gelişmelere dikkat etmek önemlidir, çünkü durum hızla değişebilir. ABD ve İngiltere Gazze politikasında sınıfta kalmış iki devlettir.
Şöyle ki, ABD, İsrail ile yakın ilişkileri olan bir ülkedir ve genellikle İsrail’in yanında yer alır. ABD’nin bu tutumunun temel nedeni, İsrail’i bölgedeki güçlü müttefiki olarak görmesidir.
Gazze’de yaşanan çatışmalarda ABD genellikle İsrail’e destek verirken, Filistin tarafını da tarafları ateşkes yapmaya teşvik eder. Ancak, bazen uluslararası kamuoyunda artan baskılar nedeniyle ABD de dahil olmak üzere diğer ülkeler ateşkes çağrısında bulunabilir.
Türkiye’nin Gazze politikası Filistin halkının haklarını desteklemeye yöneliktir. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini geri çekerek ve Filistin halkına insani yardım sağlayarak Gazze’deki durumu uluslar arası platformlarda gündeme getirmekte ve barışçıl çözümlerin bulunması için çağrıda bulunmaktadır. Türkiye’nin bu politikası, Filistin halkının yaşadığı zorlukların farkında olduğunu ve onları desteklediğini göstermektedir.
Saldırılar nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze’de 1,9 milyon kişi yerinden oldu, 69 bin konut tamamen, 290 bin konut da kısmen yıkılmıştır. Bu insanlık dramı gittikçe yıkıcı etkisini arttırarak devam ettirmektedir.
İsrail Ramzan ayından önce Refah mülteci kampına saldırmayı planlamaktadır. Bu çok büyük insani sorunları da beraberinde getirecektir.
Şöyle ki; Refah Mülteci Kampı Gazze Şeridi’nde bulunan bir kamptır. Bu kampta Filistinli mültecilere barınma ve temel ihtiyaçlar sağlanmaktadır.
Kampın durumu, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak Gazze Şeridi’nde yaşanan siyasi ve ekonomik zorluklar nedeniyle mülteci kamplarında yaşayan insanların hayat şartları oldukça zorlu olabilmektedir.
Gazze Şeridi İsrail tarafından sık sık abluka altında tutulduğu için, kamp sakinleri günlük yaşamlarını devam ettirmekte büyük zorluklarla karşılaşabilirler. Ekonomik koşullar kötü olduğu için işsizlik oranı yüksektir ve temel ihtiyaçların karşılanması bile güçleşebilir.
Ayrıca, bölgede zaman zaman çatışmalar ve saldırılar da meydana gelebilir. Bu da kamp sakinlerinin güvenlik riskleriyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir.
Ancak her ne kadar bu zorlukları olsa da uluslararası yardım kuruluşları ve yerel hükümetler tarafından desteklenen projelerle kamptaki insanlara yardım ulaştırma çabaları devam etmektedir.
Sonuç olarak, Refah Mülteci Kampının durumu karmaşık bir konudur ve değişkenlik gösterebilir. Ancak genellikle bu tür mülteci kamplarındaki insanların yaşam koşulları zorlu olabilir ve uluslararası toplumun sürekli desteği gerekmektedir.
Bu bağlamda uluslararası toplumun refah mülteci kampına saldırının katliam üstü katliam olacağını İsrail’e anlatmalıdır. Gözü dönmüş bir Netanyahu’nun önü kesilmelidir. Yoksa ABD’de bu katliamdan nasibini alacaktır.