Bazen günlük hayatın tartışmalarından, insanlar arası yaşanan çekişmelerden uzaklaşmak için kendime tatil veririm. Bu tatil, öncelikle fizik mekanın değiştirilmesi ile başlar (evime belki 50 dakika uzaklıktaki bir bungalov bile olabilir) ve sonrasında ise “kafa tatili” dediğim sadece geleceği hayal ettiğim, gelecekte neler olabileceğini düşündüğüm, “ağaçlara değil de, ormanın tümünü görmeye çalıştığım” bir düşünce biçimine geçiş yaparım.
Bugün de aslında tam olarak öyle bir gün. Ergenliğimin o en güzel ve zorlu yıllarında söylenen her türlü gelecek tahminini bugün yaşıyorum. Yaşanılan tüm değişime şahidim. Mektup göndermekten, cep telefonlarına geçişi yaşayan, evine “doğalgaz gelen”, merdaneli manuel çamaşır makinesinden evine yeni “otomatik” çamaşır makinesi geldiğinde saatlerce izleyen, tüplü renksiz televizyonlardan, plazma TV’lere geçiş yapan, taşınabilir bilgisayarın 4-5 kg olup omzumuzu ağrıttığı zamanlardan, “air” modellerine geçiş yapan bir neslin temsilcisiyim aslında. Bunun gibi daha binlerce şey sayabilirim. Teknoloji ve beraberinde gelen bilgi birikimi yaşamlarımızdaki en ama en güçlü değiştirici, dönüştürücü..
Dünya’da özellikle Pandemi ile birlikte başlayan müthiş bir inovasyon sıçraması söz konusu. Pandemi, yaşamlarımızda bireysel farkındalığın artmasını, sağlığımızın yaşamımızdaki her şeyden çok daha değerli olduğunu anlamamızı, iletişimin sadece yüzyüze değil elektronik ortamlarda da yapılabildiğini, para denilen şeyin aslında çok da bir öneminin olmadığını, paranın elektronik ortamlardan da rahatça kazanılabildiğini, dijital paranın varlığını, dokunmatik kartların yaygınlaşmasını ve uzaktan da alışverişin olabileceğini bizlere çok net bir şekilde öğretti. Yani pandemi aslında Dünya’nın geleceğe dönüşümünde kocaman bir kapıyı açtı.
Şimdi o açılan kapıdan içeri girdiğimizde, aslında geleceğin çağlarını hızlıca başlatabilecek, “Yeşil Dönüşüm Çağı” şu anda yaşanıyor. Kullandığımız her şey, doğaya uyumlu ama bir o kadar da güçlü ve akıllı teknolojilerle donatılıyor. Geçtiğimiz senenin ortasında “dijital zeka” çağı resmen başladı mesela. Artık yazmaktan, konuşmaya, anlatmaktan, öğrenmeye dijital zeka araçları bizlerin en büyük yardımcısı konumunda. Hatta gelecekte dijital zeka asistanlarımız, bizlerin yerine dijital toplantılarımıza katılabilecek, konuşmaları bizlerin hızlıca dinleyip, toplantı verimlerini ölçebileceğimiz zamanlara doğru gideceğiz.
Ama hepsinden ötede, baş döndürücü gelişmelerin sonunda ne başlayacak biliyor musunuz?
“Bolluk Çağı: The Age Of Abundance 2035” yazıma göz atmanızı ve paylaşmanızı çok isterim. www.cankayacilar.com isminde yeni açtığım siteme abone olmayı da ihmal etmeyin 🙂