Ana Sayfa Köşe Yazıları, Prof.Dr.İnanç Özgen 20 Şubat 2023 112 Görüntüleme

MUSİBET HAYRA DÖNMELİ

Elazığ depremi olduğunda birçok insanımız evsiz barksız kaldı. Birçok aileye ateşler düştü. Milletimiz hüzünlendi, yaralandı. Hasarlı binalar tespit edilerek gözünün yaşına bakılmadan yıkıldı. İnsanlar o dönem itibariyle çok büyük sıkıntılar çekmiş olsalar da, Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan’da meydana gelen depremde yeni konutlarında oturmanın rahatlığını yaşadılar. Hatta ilde en sağlam konutlar TOKİ’nin yaptırdığı konutlar olarak dikkat çekti. Tek bir çatlama ve sıva döküğü olmadı. Birçok insan TOKİ’deki evleri küçük görüp kiraya verirken, şu anda TOKİ evlerine geçmek için fırsat kolluyorlar. Artık kimsenin metrekare beklentisi yok. İster 200, ister 250 metrekare bilinçli insanların umurunda bile değil. Küçük olsun, sağlam olsun, benim olsun anlayışındalar. Devlet Elazığ’da deprem sonrası konut anlamında gereğini yaptı. Şükür diyelim. Yoksa Elazığ ilinde ki kayıp Malatya ilinden farklı olmazdı. Artık depremin gerçekleştiği illerde maalesef umutlar tükeniyor. Umudu veren yaradandır. İnşallah yeni umutlar yeşerir. Deprem sonrası büyük kayıp yaşayan ve binalarının büyük bölümü yıkılan kentlerin yeniden imarı söz konusudur. Yetkililer fay hattından şehri çıkarmalıdır. Hasarlı binaların gözünün yaşına bakmamalıdır. İstanbul depremi olmadan, tüm kaçak binalar yıkılmalı, İstanbul da yaş sınırı artan ve yorulmuş nitelendirilecek tüm binalar yıkılmalıdır. İnşallah kısa vadede bu deprem kapımızı çalmaz. Bilime kulak vermek, İstanbul depreminin yıkıcı etkilerinden korunmak için tedbir almak gerekmektedir. Marmara’da ki sanayii kuruluşlarını güvenli bölgelere taşımak gerekmektedir. Büyük Önder Atatürk nasıl başkenti Ankara olarak seçtiyse, yetkililer de musibet öncesinde Marmara’nın yükünü hafifletip, sanayii kuruluşlarını güvenli bölgelere taşımalıdır. Yoksa, altından çıkacağımız yük bizi derinden etkileyecektir. Ülke ikinci bir yükü kaldıramaz. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com