Ana Sayfa Köşe Yazıları, Metin Aydın 6 Mayıs 2025 158 Görüntüleme

TEKNOLOJİ BİZİ NEREYE GÖTÜRÜYOR?

Bazen sokakta yürürken etrafıma bakıyorum; herkesin elinde bir telefon, gözleri ekrana yapışmış. Kimi mesaj yazıyor, kimi oyun oynuyor, kimi de sadece boş boş kaydırıyor. Ve ben o an kendi kendime şu soruyu sormadan edemiyorum: Biz gerçekten ileri mi gidiyoruz, yoksa sadece daha hızlı mı çöküyoruz?

Bu arada, şu ayrımı da yapmakta fayda var: Bilim ve teknoloji aslında aynı şey değil. Bilim, evreni anlama çabasıdır; sorular sormak, gözlem yapmak, neden-sonuç ilişkilerini çözmektir. Teknoloji ise bu bilgiyi hayata geçirme şeklimizdir; yani bilimi kullanarak yaptığımız araçlardır. Bilim daha çok bir pusula gibidir, hangi yöne gitmemiz gerektiğini gösterir. Teknoloji ise o yolda yürümemizi sağlayan araçlar…

Teknoloji hayatımıza büyük kolaylıklar getirdi, inkâr edemem. Teknolojik araçlar sayesinde uzaktaki ailemle görüntülü konuşabiliyorum, hiç tanımadığım biriyle saniyeler içinde ortak bir fikir etrafında buluşabiliyorum. Eskiden saatler süren işler artık birkaç tıkla halloluyor. Bilgiye ulaşmak neredeyse çocuk oyuncağı. Bu, gerçekten büyük bir nimet.

Ama işin başka bir yüzü daha var.

Bu nimetler, bazen bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. Aynı sofrada oturup da birbirine bakmayan insanlar haline geldik. Çocuklar dışarıda oynamayı unuttu, yetişkinler birbiriyle konuşmayı. Sosyal medya, “sosyal” olmamızı sağlamak yerine, çoğu zaman yalnızlığımızı artırdı. Üstelik teknoloji gelişip büyüdükçe, onunla birlikte silahlar da büyüdü, tehditler de.

Bir yanda sağlık, eğitim, ulaşım için kullanılan dijital araçlar, diğer yanda savaş uçaklarını yöneten sistemler… İşte tam bu noktada durup düşünmek gerekiyor: Teknoloji iyi mi kötü mü?

Ben inanıyorum ki bu sorunun cevabı, teknolojinin kendisinde değil, bizim kalbimizde saklı. Geleceğe umutla bakmak istiyorum. Eğer vicdanımızı teknolojiyle birlikte yürütürsek, bu yol bizi evrensel barışa götürebilir. Ama sadece güç, hız ve kazanç odaklı düşünürsek, o zaman bu yolun sonu bizi içinden çıkamayacağımız bir karanlığa götürebilir.

Yani asıl mesele şu: Biz bu çağda insan kalabilecek miyiz? Ekranların ardında hâlâ birbirimize karşı empati kurabilecek miyiz? Gelişirken yozlaşmamayı başarabilecek miyiz? Evrensel değerler çerçevesinde bireyleri yetiştirip erdemli toplumlar oluşturabilecek miyiz?

Bu soruların cevabı teknolojiye değil, bize bağlı.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bu yolun sonunda barış mı var, yalnızlık mı, yoksa topyekun yok oluş mu?

 

Yorumlar

İlginizi çekebilir

Sosyal Medya Gerçekleri

Sosyal Medya Gerçekleri

Tema Tasarım | Osgaka.com