Son 1 haftadır yollardayım. Anadolu’nun o muazzam bereketli topraklarında büyük şehirlerden köylere, kıyılardan dağların tepelerine, harikalıklar içerisinden geçerek yol aldım.. Kocaeli-Manisa-İzmir-Aydın-Denizli-Isparta-Konya.. Şöyle haritada küçük bir virgül attım diyebiliriz. O kadar çok şey görüp, o kadar çok duruma tanıklık ettim ki, gerçekten eğer Türkiye’ye faydalı bir şeyler yapmak istiyorsanız mutlaka ama mutlaka eksiksiz tüm Türkiye’yi araçla mutlaka gezmeli, belli noktalarda bir kaç gün konaklamalısınız.

Aslında ben bunu yıllardır yapıyorum. Ve her seferinde inanılmaz şeyler öğreniyorum. Binlerce metrekarelik devasa makine sanayi tesislerinin 24 saat çalıştığını öğrendiğimde ya da yüzlerce milyon Euroluk (rakam abartı değil) dünyanın yakalayabildiği en son teknolojilerle donatılmış gıda tesislerinin, yeni gıda üretim komplekslerinin inşasını gördüğümde ya da sanayi sitelerindeki o muazzam telaş ve yoğunluğa şahit olduğumda içimdeki o umudun ateşi, daha da güçlü yanıyor.

Fotoğraftaki Eğirdir Gölü’müzün kenarına konuşlanmış sonsuz uzunluktaki elma tarlalarının arasından geçerken, insan yaşamı bir farklı yorumluyor biliyor musunuz? “Bu ülkede olmuyor” demenin ne kadar kolay olduğunu, ama “bu da olacak” demenin ne kadar da insanın içini huzurla kaplattığını gerçekten anlatamam.

Uçak seyahatlerden vazgeçip, Anadolu’yu bu yıl eğer daha önce hiç gezmediyseniz, karış karış gezmenizi çok isterim. Sadece “çok bilinen” yerleri değil, bilinmeyen yerleri de kasabaları, köyleri, en ücra köşedeki yerleşim yerlerini bile gezmenizi çok isterim. İnsanlarla konuşmayı, var olan diyalogu daha da arttırmanızı can-ı gönülden isterim.

Yolculuğun sonunda kocaman bir hayalle, bir gelecek umuduyla evinize geri döneceğinizden eminim.

Türkiye’yi özellikle gençlerin, büyük şehirlerde yaşayan tüm gençlerin gezmesinin bana kalırsa bir zorunluluk olduğu bir gelecekteyiz. Coğrafyayı bilmeden, yaşadığımız toprakları bilmeden bu topraklara faydalı olamayız ki..

🚩 Van’a gitmelisiniz gençler..
🚩 Ağrı’da İshak Paşa Sarayı’ndan Ağrı’yı seyretmelisiniz..
🚩 Sinop Gerze’de sahilde bir yürüyüş yapmalısınız..
🚩 Çanakkale Kadırga Koyu’nda Kuzey Ege’nin size neler söylediğini, sessizliğin içerisinde bir dinlemelisiniz.
🚩 Çanakkale-Ayvacık-Behramkale’de bir çay içip Assos’un o muazzam tarihi atmosferini solumalısınız.
🚩 İznik Gölü’nün kenarında yürüyüş yapmalı, binlerce yıllık devletlere başkentlik yapmış İznik’in tarihi dokusuna, şehri çevreleyen o surlara mutlaka dokunmalısınız. Yapmalısınız bunu.
🚩 İzmir, Kordon’da yürüyüp, İstanbul Fatih’te Süleymaniye Camii’nin altında bulunan tarihi fasülyecilerde kendinize bir kurufasülye-pilav ısmarlamalısınız.
🚩 Tokat’ta yüzbinlerce tonluk üretime sahip Niksar Ovası’na tepeden bakan bir kafede, çayınızı yudumlamalı, ülkemizdeki tarımın nasıl yapıldığını hayal etmelisiniz.
🚩 Bursa’nın Keles İlçesi Yazıbaşı Köyü’ne gidip, 600 yıldır sadece çörekotu eken bir köyde, çörekotunu bir de orada yaşayanlardan dinlemelisiniz.