İlk görsel, dijital zekanın ilk yıllarında profesyonellerin desteği ile çizdirilen bir görsel.. Sonrası ise benim “bunun gibi bir görsel tasarlar mısın?” diye sorduğum ve bana milisaniyeler içerisinde ürettiği görselin ta kendisi..

2025’e girerken, dijital zekanın bu yılın ilk yarısından itibaren bir çok şeyi kökünden değiştirebileceğini görmemek mümkün değil. Bu yıkıcı değişim için, konuştuğum insanların düşünceleri şu yöndeydi “Türkiye’ye gelmesine daha çok var”.. Aslında hiç de öyle değil. Sahadan gelen veriler, şirketlerin süratle dijital zekanın gücüne erişmeye çalışmaya çalıştığını, çok daha sofistike çalışmaları dijital zekalarla birlikte yaptıklarını, hatta bazı stratejik verilerin doğruluğunu dijital zeka araçlarına “doğrulattığını” gösteriyor. Yani, dijital zeka geliyor, gelecek mi vs. tartışmasının da çok daha ötesine geçtiğimizi “dijital zeka çoktan geldi” dedirtecek uygulamalar görüyoruz.

2025 yılı ve önümüzdeki 5 yıl, dijital zekanın alabildiğine geliştiği, bununla birlikte hepimizin yaşamlarının çokça değiştiği yıllar bizleri karşılıyor olacak. Benzer şekilde bazı şeylerin aşırı hızlandırılmış versiyonlarını görüyor olacağız. Örneğin, biyoteknoloji çağı dediğimiz çağı, biz daha belki burada “acaba mı” vs. diye konuşurken, Dünya’da önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde “Nanoteknoloji Çağı” başlayacak ve böylece gıdada, malzemelerde, sağlıkta çok daha farklı bir dönemi kucaklıyor olacağız. Örneğin, gıdalarda biyoyararlanım konusunun aşıldığını, artık kilolarca bazı şeyleri tüketmeye ihtiyacımızın olmadığı bir Dünya’ya adım atacağız.

“Üretkenlik” dediğimiz terimin yerini “verimliliğe” bıraktığı, insanların iş yaşamının telaşesinin giderek azaldığı, bolca zamanın insanlara kaldığı, bu kalan zamanda insanların adeta verimli bir “zaman mühendisi” gibi davrandığı zamanlara adım atacağız.

Ve 2025, “hele bir dur”, “önce bir gelsin de görelim”, “burası Türkiye” gibi cümleleri kuranların geleceği kaçırdığı, yeni geleceğe adapte olmakta güçlük yaşadığı bir yıl olacak. Çünkü ilerleyen teknolojiye adaptasyonda zorluklar, asıl bana kalırsa şimdi başlıyor.

2025 adına harika planlarım var. Bunlar kendi adıma da değil, hepimiz adına planlar 🙂 Ülkenin gençliği adına, geleceği adına.. 2025’in kendi adıma “yerelin kökleriyle beslenen, her daim değişimin rüzgarıyla büyüyen ve dijital zekanın gücüyle şekillenen” bir gelecek olacak.

İyi haftalar.