Ana Sayfa Köşe Yazıları, Kültür&Sanat, Kültür%Sanat, Metin Aydın 5 Ocak 2025 84 Görüntüleme

Yeni Yıla “Buruk” Bir Merhaba: Bir Ferdi Tayfur Geçti Bu Dünya’dan

Kış, soğuk nefesiyle her yanı sararken, doğanın ölüm döşeğinde olduğu hissi kaplar insanı. Karın beyaz örtüsü bir kefen gibi toprağı sarar, dallar çıplak bir iskeleti andırır. Ancak bu ölümün bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu biliriz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin de dediği gibi, “Ölüm, perde arkasından sonsuzluğa açılan bir penceredir.”

Doğa, kışın melankolisinde, kendini yeni bir hayat için hazırlar. Kış, ölümü temsil ederken, ilkbahar yeniden doğuşun, dirilişin ve hayatın simgesidir. İlkbahar geldiğinde doğa, rengarenk giyinmiş süslü bir kadına dönüşür edebi metinlerde; tıpkı şairlerin mısralarında bahar mevsimini betimlediği gibi, doğa kefenini çıkararak rengârenk çiçeklerle bezenip süslenir, kışın girdiği o derin sessizlikten sıyrılıp kuşların neşesiyle yeniden yankılanır.

Bu döngü, insan yaşamının da bir metaforudur. Her yeni yıl, insanın hayatında bir sayfa kapanıp yeni bir sayfanın açıldığı o büyülü anı simgeler. Yeni yıl, ölüm ve doğumun, son ve başlangıcın iç içe geçtiği bir dönemeçtir. Tartışmalı olsa da manen hadis kabul edilen bir sözde “Ölmeden önce ölünüz” denilmiştir. Bu söz bu içsel dönüşümü, ruhun kış gibi netameli bir mevsimden, bir diğerine geçişini işaret eder. Bir yılın son gününde, geride bıraktığımız her şeyle vedalaşır ve yeni bir yılın ilk sabahında, tıpkı ilkbaharın gelişi gibi umutla süsleniriz.

Kışın kefenle örttüğü doğa, ilkbaharın rengarenk giyimli süslü kadınına nasıl dönüşüyorsa, insan da yaşadığı tüm zorlukların ardından dallarındaki bütün çiçeklerini kaybetmiş, umutlarını yitirme noktasına gelmiş olsa da bir çiçek gibi açabilir. Ümidini yitirmişken yeniden başlayanlar için Yunus Emre, “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” der. Bu söz, insanın daima yenilenme ve ümit bulma kapasitesine işaret eder.

Sonuçta, doğa ve insan yaşamı bu sürekli döngüyle şekillenir. Ölümle gelen kış, doğumla gelen ilkbahara yer açar. Yeni yıl da bu döngünün bir parçasıdır. Eski yılı kefenleyip geçmişin toprağına bırakırken, yeni yılı rengârenk süslenmiş bir kadın gibi karşılamak, insanoğlunun kadim bir ritüelidir. Hayatın bu döngüsü içinde, her yeni yıl bir umut, her mevsim bir ders, her ölüm bir yeniden doğuştur. İnsan, bu döngünün farkında olarak yaşadığında, hayatın her anını daha derin bir anlamla süsleyebilir.

Batan Güneş’ e elveda: Ferdi Tayfur

Maalesef 2025 yılına girerken aldığımız hüzünlü haberler, yüreğimizi derin bir kederle doldurdu. Önce Elazığ Kanal Fırat’ın genç ve başarılı muhabiri Semra Demirelli’yi, ardından Türk sanat dünyasının usta ismi Ferdi Tayfur’u kaybettik yeni yılın ilk günlerinde…

Ferdi Tayfur sanat dünyamızın efsanevi sesiydi. Şarkılarını, tarzını sevelim ya da sevmeyelim ülkemizin son elli yılına damgasını vurmuş ve milyonların kalbinde taht kurmuş bir gönül adamıydı. Onu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Şarkılarıyla nesillerin ruhuna dokunan bu büyük sanatçı, her zaman sevgi ve özlemle anılacak. Ferdi Tayfur’un hatırası, bıraktığı eşsiz eserlerle sonsuza dek yaşayacak.

Tıpkı onun dediği gibi “Bir gün gitsen bile hatıran yeter”. Yaşarken “Huzurum Kalmadı” demiştin. Şimdi huzur içinde uyu…

Her iki isme Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Onlar bıraktıkları izlerle daima hatırlanacak ve gönüllerde yaşamaya devam edecekler.

Esen Kalın…

Yorumlar

İlginizi çekebilir

Dünyalık Menfaatler

Dünyalık Menfaatler

Tema Tasarım | Osgaka.com