Araba kullanabilmek için ehliyet almakta verilen yazılı sınav ve direksiyon sınavı mücadelesini hepimiz iyi biliriz. Ehliyeti aldıktan sonra da sanki bir profesyonel sürücüymüşüz imajını göstermekten de geri kalmayız. Aslında dünyanın her yerinde bu böyledir. Peki her ehliyeti alıp da; “Ben artık iyi bir sürücüyüm” dediği hâlde kaza geçirmeyen kaç insan tanıyoruz hayatımızda? Her ne kadar aracınızı dikkatli kullanırsanız kullanın; hızlı, dikkatsiz, ve aracını kötü kullanan biriyle denk gelmeniz an meselesi. Bu sebepten dolayı diğer araç sürücülerini de dikkat hesabımıza katarak yola çıkmalıyız. Sinyal vermeden aniden önünüze geçebilirler, hatalı sollama yapabilirler, dahası alkollü olup da bilinçsiz bile olabilirler. Bu trafik canavarları da mutlaka aklımızda bulunsunlar.
İnsanoğlu kendi ömrünün kaderini, trafikteyken bile belirliyor kimi zaman. Ne demek mi istedim? Nasıl ki bir ipte iki cambaz oynamazsa, bir direksiyonu da iki kişi kullanamaz. Hangi araç olursa olsun, aracı kullanan bir şoför varsa o şoförün dikkatini dağıtacak en ufak bir hareket veya söz bile kazaya sebebiyet verebilir. Buna cep telefonları da dahil. Seyir hâlinde araç kullanan nice sürücüler telefonları çaldığında açtıkları zaman kötü bir haber duydukları an, direksiyon başında hâkimiyetlerini kaybetmeleri yüksek Allah korusun.
Trafik ışıkları, yaya geçitleri, alt ve üst geçitler, trafik polislerimiz ve kaldırımlar… Bu saydıklarımın hepsi de trafiğin vazgeçilmez ve uyulması zorunlu olan unsurlarımız.
Trafik elbette ki sadece sürücüler için değil, yayalar için de büyük önem arz ediyor. Yayalara öncelik tanımak sürücülerin hakkıdır, doğru, ama sürücülerden “geç” işareti görmeden yayaların da acele bir şekilde araçların önünden geçmemeleri gerekir. Maalesef ki sinyal vermeden aracını sağa veya sola kıran birçok sürücü var, sinyal verilmediğinde de yayalar, sürücülerin dönüp dönemeyeceklerini önceden kestiremiyorlar. Her insan canı kıymetlidir. Yola çıkarken kendi canımız da dahil, başka canları da düşünmeliyiz.
Bir hayvana çarpıp kaçan sürücüler bile var. Elbette ki hayvanlar, trafik kurallarını bilmezler, anlık da olsa araçların önünden hızlıca geçme eğiliminde olabiliyorlar ama sorun şu ki, bilmeden bir hayvana çarpmış olan kimi sürücüler, hayvancağızları oracıkta bırakıp gidiyorlar. Merak ediyorum, hiç mi vicdanları yok acaba? Eve gittiklerinde başlarını yastığa rahatça koyup uyuyabiliyorlar mı? Belki ceza almaktan korktukları için kaçıp gidiyorlar, belki de umursamadıkları için, insan bilemiyor nedenini. Ama her ne olursa olsun, o hayvanı bir veterinere yetiştirmek için uğraşılsa, en azından; “ben elimden geleni yaptım” vicdanlığının rahatlığı olur.
Lütfen aracımızı trafik kurallarına uyacak şekilde dikkatli kullanıp yaya haldeyken de yine trafik kurallarını hiçe saymayalım.
TRAFİKTE DİKKAT !
Yorumlar
Benzer Haberler
-
Bir Metin Aydın Kitabı: “Sapkın”
-
Hoş geldiniz Metin Aydın Hocam
-
Bilim, Din ve Felsefenin Ortak Paydasında
-
Türkiye’nin Bitkisel Protein İhtiyacı Ne Kadar? (I)
-
GERÇEKLER VE HAYALLER
-
Verimli Ders Çalışma Teknikleri
-
Hatır, katır, satır…
-
GARİP İNANÇLAR
-
ZULÜM KALBE DEĞMİŞSE
-
BİLEMEZSİN YÂR
-
UFO İSTİLALARI BAŞLADI
-
Yeniden