Ana Sayfa Can Kayacılar, Köşe Yazıları 22 Mart 2024 29 Görüntüleme

Çocukluğum

Enteresan bir çocukluğum varmış, sonradan farkediyor insan.. Mesela herkesin çocukluk arkadaşı varken, kocaman bahçeli bir evde, geniş bir ailede ve bahçedeki bir dünya hayvan ile uğraşırken geçen çocukluğumda, hiç “çocukluk arkadaşım” yok örneğin. Kaplumbağaları hatırlıyorum, göletten kurbağa larvaları topladığımı ve akvaryum kurup onları yetiştirdiğimi, ördeklerimizi biliyorum, en az 4-5 adet farklı köpeğin yaşamımızda olduğunu ya da “topik” ismindeki kedimizi, onun yavrularını.. Hepsini hatırlıyorum.. Akvaryumlarda büyüttüğümüz balıkları.. Eminönü’nden onları hevesle banliyö treninde evimize taşıdığımı.. Var, binlerce böyle anı var.. Ama bir tane bile çocukluk arkadaşı anım yok, hatırlamıyorum..

Lise zamanlarında en sevdiğim aktivite aslında sabahın çok erken saatlerinde (04:30 gibi) kalkıp, öncelikle dallarındaki yapraklarını koparmadan, büyük bir bardağa sıcak su doldurup, adaçayını dallarıyla demlemeye bırakıp, odamda tütsü yakıp, yerdeki büyükçe bir minderin üzerine (o zamanlar anneme minder diktirmiştim tam da bu keyif için) oturup, muhteşem müzikler eşliğinde kitapları incelerdim. İncelemek derken, sayfalarını çevirirdim.. Buna tam bir okuma denmezdi asla. Kabaca göz gezdirmek gibi düşünün.. Sonra bu alışkanlığım okul kapanır kapanmaz dedem ve babaannemle birlikte gittiğimiz Sarımsaklı’daki yazlığımızda gazete okuma alışkanlığıma da yansıdı.. Şöyle ki sabah ilk işim bir sürü gazete ve ekmek almaktı bakkaldan.. Kahvaltı hazırlanırken ve kahvaltıdan sonra gazetelerin o muazzam kokusu eşliğinde, tüm gazete sayfalarını çevirir, belki de 10 dakika içersinde bir gazetenin her yerine göz gezdirmiş olurdum.. Sonrasında o gazeteleri evdeki büyüklerin okumasına bırakırdım. O günün gecesinde ya da bir diğer gün, gazeteyi gerçekten okurdum.. Tıpkı göz gezdirdiğim tüm kitapları okuduğum gibi.. Bu “göz gezdirme alışkanlığı” bende o kadar büyük değişimlere yol açtı ki anlatamam. Öncelikle şunu farkettim, aslında siz göz gezdirirken, beyninizin bilince çıkmayan o devasa kısmı metinlerin tamamını okuyor ama siz asla o metinleri bilince çıkartamıyorsunuz. Taaa ki, o göz gezdirdiğiniz metni okuyana kadar 🙂 Okuduğunuzda içinizdeki ses diyor ki, ben bu yazıyı bir yerden hatırlıyorum 🙂 Çok ama çok enteresan bir olgu gerçekten.. Şunu açıkça söyleyebilirim ki, bildiklerimin, çıkarımlarımın, önsezilerimin, öngörülerimin çoğu gerçekten tane tane okuduğum şeylerden değil, göz gezdirdiklerimden bana armağan 🙂 Tam da bu nedenle aslında evimde bir kütüphanem ya da kitaplarımı “istiflediğim” bir duvarım yok. Tüm okuduğum şeyleri dağıtırım çevreme. Böyle de yine garip bir alışkanlığım var.

Bugün biraz kendim hakkımda küçük bir anamnez aktardım sizlere.. Bu fotoğrafı da dün gece çekmiştim.. Yine, bu sefer yatmadan önce göz gezdirdiğim muhteşem bir makaleyi fotoğrafladığım bir kareydi aslında.. Göz gezdirmek beynimize iyi geliyor. Siz de huzurlu bir ortam yaratıp, deneyin istedim.

Huzur dolu bir gece geçirmenizi diliyorum.

Yorumlar

İlginizi çekebilir

Affetmek!!

Affetmek!!

Tema Tasarım | Osgaka.com