Ana Sayfa Can Kayacılar, Köşe Yazıları 14 Mart 2024 129 Görüntüleme

Döngüsellik: Yeni Nesil Üretim Mantığı

Yaşamımıza son 1 yılda nasıl ki dijital zeka kavramı ve dijital zekanın binbir farklı uygulaması girdiyse, ve sadece dijital zekaya özgü iş kolları oluştuysa, gelecekte de tam olarak “döngüsel” kavramı altında “döngüsel üretim mühendisleri”, “döngüsel ürün geliştirme uzmanları” gibi çok spesifik alanlarda da yenilikçi iş kolları gelişecek. Tıpkı şu an “sürdürülebilirlik birimleri” olduğu gibi gelecekte de şirketlerde “döngüsellik birimleri” de oluşacak. Şimdiden oluşmaya başladı bile bu iş kolları.. Gelecek dünyanın dilini anlamak istiyorsak, bizler de yaşamlarımıza “döngüselliği” entegre etmek durumundayız.

Peki nedir döngüsellik? derseniz, döngüsel düşünme aslında bir ürünü üretirken, o ürününün üretim sürecinde ortaya çıkacak tüm yan ürünleri ve atıkların bir başka ürünün hammaddesi olması ya da doğrudan onun da son ürün olabilmesi mantığıdır. Bunu çok basitçe şu şekilde özetleyebilirim: Örneğin, evinizde muhteşem lezzetli “anne köfteleri” yapacaksınız ve bu köftelerin içerisine maydanoz da koyacaksınız. Maydonozu yapraklarından ayıklarken, maydanozun yapraklarını ayıklayıp, saplarını çöpe atmayıp, saplarını da kurutup, belki blendırdan geçirip, daha sonra saplarını da gelecekte hazırlayacağınız bir unlu mamülün içerisine katıp, yüksek lifli bir poğaça yapmak örneğin bir döngüsel üretim mantığıdır. Bu örneklerden binlercesini yazabilirim size.

Kültürümüz döngüsel ekonominin yoğun olarak kullanıldığı bir anlayışa sahip. Yani döngüselliğe hiç de yabancı değiliz. Hiç unutmam, o zamanlar oldukça kalabalık bir aileye sahip olan babaannem, geceden kalan şehriyesiz pirinç pilavından bizlere sütlaçlar yapardı. Ülkemizde döngüsel ekonominin kalbinde elbette ki annelerimiz var. Evdeki her türlü eşyayı, her türlü yemeği, farklı formlara getirip onları yeniden kullanmamızı sağlayabiliyorlar.

Geleceğin üretim biçimleri döngüsel ekonomi ve döngüsellik mantığında gerçekleşecek. Yani artık her türlü özellikle gıda üretimi, atık çıkmayacak şekilde dizayn edilecek. Ve sisteme giren her hammadde, bizlere farklı ürün üretimi şeklinde bizlere sunulacak. Küçük bir örnek vermek gerekirse, yağlı tohumlar yani ayçekirdeği mesela, biz şu an ayçekirdeğinden sadece yağ ve küspe dediğimiz iki ürün elde ediyoruz. Yağı doğrudan şişeleyip kullanıyoruz, küspeyi de hayvan yemi olarak değerlendiriyoruz. Fakat döngüsel ekonomi mantığında şu süreçleri ayçekirdeği için yapabiliriz: Ayçekirdeklerini kabuklarından ayırıp: bade ve çekirdek kabuğu şeklinde işleyebiliriz. Ayçekirdeği kabuklarının siyah rengi “melanin” pigmentinden oluşuyor. Bu pigment bizleri güneşten koruyan bir madde. Bunu kabuklardan saflaştırıp, kabuğun geri kalanında ayçekirdeği lifi elde edebiliriz. Badenin kendisini yüksek teknoloji ile işleyip (süperkritik akışkan sistemleriyle örneğin) ayçekirdeği badesinden yağı tamamen saflaştırabilir, hatta yağla birlikte lesitin dediğimiz, gıda katkı maddesi olabilecek başka bir bileşeni daha ayırıp, hem yağ, hem de lesitin elde edebiliriz. Sonrasında geri kalan yağsız posa tam bir bitkisel protein kaynağı oluyor. %50’nin üzerinde bitkisel protein içeren bir içeriğe sahip oluyor. Bunu da doğrudan bitkisel protein kaynağı olarak özellikle unlu mamüller de ya da son kullanıcıların beğenisine sunabiliriz. Böylece döngüsel ekonomi kapsamında sadece bir ayçekirdeğinden melanin, ayçekirdeği lifi, ayçekirdeği yağı, lesitin, ayçekirdeği proteini üretebiliriz! Bir hammaddeden 5 farklı hammadde elde ettik. Bu sayısı daha da arttırabiliriz. Yağı alınmış ayçekirdeklerinden protein elde etmeden önce örneğin ayçekirdeği antioksidanlarını da saflaştırıp (klorojenik asit başta olmak üzere) bir ürün daha bu üretim sürecine ekleyebiliriz. Tarlada kalan ayçekirdeği bitkisinin sapları, yaprakları, çiçekleri ve ayçekirdeklerini aldığımız koçanı da yine döngüsel ekonomi kapsamında değerlendirebiliriz. Yani döngüsel ekonomi mantığı ile sadece 1 bitkiden, belki endüstriyel ölçeklerde üretime uygun en az 10 farklı ürün üretebiliriz!

Döngüsel düşünme mantığını yaşamlarımızın kalbine yerleştirmeliyiz. Sadece bitkilerden değil, çöpe gönderdiğimiz her şeyden döngüsel ekonomi kapsamında bir çok şey üretilebilir. Ülke olarak döngüsel ekonomiye uygun olarak her ama her türlü üretimimizi adapte etmeli, adapte olmayanları en başından yeniden planlamalıyız. Enerji yoğun, atık yoğun, verimsiz üretimlerden tamamen vazgeçmeliyiz. Yeni Dünya’ya uyum tam olarak bunu gerektiriyor.

Eğer döngüsel düşünme mantığı ile düşünmeye başlarsak, aslında elde edeceğimiz tüm ama tüm ürünler “yüksek katma değerli ürün” haline geliyor. Ve yüksek katma değerli ürün üretimi demek, ülkenin kalkınması demek. Yüksek katma değerli ürün demek, geleceğin yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde şekillenebileceği anlamına geliyor.

Döngüsel düşünme mantığının hepimizde gelişmesi için, döngüsel sorular sorma alışkanlığı kazanmamız ve bu soruların karşılığını bilimsel olarak araştırıp, öğrenmemiz gerekiyor. Yani grip olduğumuzda bir soyduğumuz bir portakalın kabuğundan, çekirdeğinden neler elde edilebileceğini merak edip, sonrasında bunu doğru kaynaklardan “bilimsel olarak” araştırmamız gerekiyor. Bunu yaptığımızda hem bu konudaki bilincimiz yükselecek, hem de bu konudaki farkındalığımız daha da artacak.

Eğer geleceğin üretimlerini gerçekleştirmek, geleceğin tesislerini kurmak, geleceğin ürünlerine erişmek istiyorsak, gideceğimiz ana yol, tam olarak döngüsel üretimler olacak.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com