Hayatımızda en önemli yeri sağlığımız kaplar. Sağlığımızı aslında hiç düşünmeyiz ama bir başımız ağrısa hemen ağrı kesici içeriz, yada elimize bir diken batsa hemen yara bandı sararız. Bir yerimiz ağrısa keyfimiz kaçar. En uzun gece ağrısıyla sabahın olmasını bekleyenlerin gecesidir. Aşkı bile böbrek üstü bezlerinin salgısıyla yaşarız, yani hormonların yönettiği etten, kemikten, sinir ve hücrelerden oluşan büyük bir protein deposuyuz. En çok önemsediğimiz sağlığımızdır. Peki sağlığımıza kavuşmak için sağlıkçılara ihtiyacımız var. En zor zamanımızda sağlıkçılar yanımızdadır. Doğal adetlerde yangınlarda, trafik kazalarında, doğumda, sağlıkla ilgili bütün ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda sağlıkçılar vardır. Her meslekte olduğu gibi sağlıkçıların içinde de kötüler çıkabilir ama bugün size bir pamuk kalpli güzeller güzeli sağlıkçı Tuba Köksal’dan bahsetmek istiyorum…
Daha önce yaptığım bir haberde, gönüllü sağlıkçıları anlatmıştım. Haberimin içinde ismi olmayan ama olayın baş kahramanı olan sevk ve idarenin başındaki isim Tuba Köksal’dan bahsetmek istiyorum. Sizler için Tuba Köksal’a sorduk.
- Sağlıkçı Tuba kimdir?
- “Tuba Erzurum doğumlu siyasetçi şair bir babanın kızı, Lise Erzurum üniversite Dicle üniversitesi anestezi mezunu, hayatını insanlara vakfetmiş, şahsına münhasır bir tatlı kız. Tabi latife ediyorum kendime.”
- Neden sağlıkçı oldunuz?
- “Annemin isteği üzerine sağlıkçı oldum. Annem “Güler yüzlü sağlıkçı ol dedi kimseyi incitmeden kırmadan, üzmeden şifa ver”dedi be ben bu mesleği seçtim.”
- 6 şubat yüzyılın afetinde neler yaptınız?
“Samandağ’da 6 Şubat’ta yaşanan afetin ardından Samandağ’a gönüllü olarak ekibimle birlikte gelip çalışmalara başladık.”
- 02.2023 tarihinde yaşanılan deprem afetinden sonra memleketimiz olan hatay Samandağ’a gerekli yardımların, destek ekiplerin gelmesi gecikti doğal olarak baya bir mağdur durumdaydı bu süreçte yardımlar gelmeden önce bizde ekibimizle yardım eli uzattık. onlarca sağlık personelini / yardım kurtarma ekiplerini, medikal desteği, ilaç desteğini şehrimize yönlendirdim. Halen yanlarındayım. Kendimde hastalanmama rağmen yeri gelince koli taşıyıp yeri gelince hasta baktım yeri gelince mahalle mahalle gezdi yeri gelince de enkaz altına girip enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarmaya çalıştım.
- “Depremin ilk günleri Arkadaşım Murat Hatay Samandağı’nın kötü olduğunu ve ekip toplayıp gelmem gerektiğini söyledi bende ilk 40 kişilik sağlıkçı ekibi toplayıp özel kaymakamlık izni ile geldim toplam 120 kişi sağlıkçı getirdim rotasyon halinde deniz hastanesinde gönüllü çalışıp ayakta tuttu bir çok medikal ve ilaç desteği aldım yayınlarımdan ve yardım severlerden çünkü yüzlerce depremzede ye baktık özel Samandağı deniz hastanesinde gönüllü olarak ve en son gönüllü sahra hastanesi için konteyner ve çadır işlerini hallettim yine yardımseverler vasıtası ile bir çok kişiye çadır buldum Hatay Adıyaman Samandağ ve Kırıkhan için askeriyeden çok fazla erzak ve giyecek yardımı alarak ihtiyaç sahiplerine dağıttık bir ayı aşkın orada kaldım iki defa zatürre oldum ama vazgeçmedim en son sahra hastanesini de tam işlevli hale getirip Samandağı kalkınana kadar hep yanlarında olacağıma söz verdim.”
- Tuba Köksal şimdilerde ne yapıyor?
- Deprem bölgesi ile bağımı koparmadım ve her konuda oraya desteklerim devam ediyor ve edecek. Çok güzel insanlar tanıdım, iletişimim devam ediyor. Birinci önceliğim mesleğimin gereği olan sağlık hizmetleri sunmak. Allah bir daha böyle afetler yaşatmasın, vatanını ve halkını seven Tuba’lar her zaman hizmete hızır.” dedi.
Yüce Peygamberimiz de “İman müstesna, hiçbir kişiye sıhhatten daha hayırlı bir nimet verilmemiştir” diye buyurmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın hasta yatağında söylediği söz olarak bilinen Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi” sözü sağlığın kıymetini anlatıyor. Sevgili Tuba Köksal ve ekibine sonsuz teşekkür ediyorum. Bütün sağlıkçılarımız iyi ki varsınız. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın..
Aydın Benli
Siyaset Bilimci, Yazar