Sosyal medyanın her alanında fenomenlerle karşılaşıyoruz, burada amaç içerik üreterek ünlü olmak, ürettiği içerikleri daha fazla izleyiciye ulaştırmak. Buraya kadar her şey normal ve hayatın akışına uygun. Sosyal medyada izlenme ve takipçi sayısı artıkça reklam gelirleri ve tanınırlık artıyor bu yolla büyük bir sektör oluşmuş oluyor. Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf ya da video saniyeler içinde dünyanın her yerinde dolaşıma giriyor ve içerik bir anda bilinir oluyor.
Sosyal medyayı çok aktif kullanan birisi olarak sosyal medyada fenomen öğretmenlerle karşılaşıyorum. Buradan linklerini tek tek ifşa etmek istemiyorum çünkü sayıları kanıtsanamayacak kadar çok. Bir devlet memurunun televizyon vs. açıklama yapması için mülki amirden izin alması lazımdı? Bu yönetmeliği unutmuş olabilirler peki video ve fotoğraflarda kullandıkları bizim çocuklarımız yani öğrencileri. Sırf ünlü olabilmek ve takipçi kasarak reklam geliri elde etmek için çocukların görsellerde kullanılması, o çocukların komik olabilecek şive konuşmaları, oyun sitilleri, ilginç görüntüleri vs. o çocuğu küçük düşüreceği gibi psikolojik yıkımlar oluşturacaktır. Pandemi döneminde hatırlayın bir öğretmenin whatsapp konuşmasında “BÖÖNNNN DERS VARMI” diyen evladımızı. Bunu yayan öğretmen ile ilgili işlem yapıldı mı? Çocuğun ve ailesinden izin alındı mı? Ailesi dahi izin verse çocuk büyüdüğünde bunun etkisinden nasıl kurtulacak? Bir örnek daha vereyim derste bir öğretmen öğrencisine soruyor “ Trafikte arabası olmayıp yürüyenlere ne isim veriyorduk?” Çocuğun cevabı “ fakir” Çocuk kameraya çekildiğinden bile bir haber, verdiği cevap dalga konusu ve bütün sosyal mecralarda en çok izlenenlerden oldu. Buradan ilgili denetçilere ve kural koyuculara seslenmek istiyorum bu çocuk sizin çocuğunuz olsaydı ne yapardınız?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş hocanın bu konuyla ilgili bir çalışması var ve görsel basında da muhabir arkadaşlarımız haberleştirdi. Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş “ bu durumu dijital narsizim olarak adlandırıyor”
Okullarda Sosyal Medyanın Kullanılması MEB 2017/12 Genelgesi yayınladı2017/12
sayılı MEB genelgesinde facebook, twitter, youtube gibi sosyal medya kanallarında öğrenci resimleri, öğrenci videoları, öğretmen resimleri ve videolarının paylaşılması konusunda açıklama yaptı ve uyarılarda bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen Okullarda; Sosyal Medyanın Kullanılması 2017/12 sayılı genelgede Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen 20/11/1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve 5237sayılı Tiirk Ceza Kanunu vurgusu yapıldı. Belirtilen hususlarda gerekli alıntılara yer verildi. İl ve ilçe yöneticileri, okul müdürleri, idareciler, öğretmenler öğrencilerin ses, resim, görüntü ve videolarını hukuka aykırı şekilde internette ve sosyal medyada paylaşamayacaklar. Bunun dışında öğrencileri ve kişileri olumsuz etkileyecek tüm paylaşımların da yasak olduğu MEB tarafından vurgulanırken, bu hususlara uymayanlar hakkında yasal işlemlerin yapılacağı açıklandı. (Kaynak:https://irfandomacanaokulu.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/28/11/750233/dosyalar/2020_12/15121050_SOSYAL_MEDYA_KULLANIMI_GENELGE.pdf)
Öğretmenler takipçi kasmak için her geçen saatte yeni fotoğraf ve video yayınlaya dursun bu konuyu çocuk hakları dernekleri, veliler, ilgili kurum ve kuruluşlar izlemeye devam etsin.
Bir yazar olarak değil, bir vatandaş olarak sayın Cumhurbaşkanıma ve sayın milli eğitim bakanıma sesleniyorum öğretmenin işi gelecek nesilleri yetiştirmek fenomen olmak için çocukların kusur yada yeteneğini video, fotoğraf çekip ifşa etmek değil. Dijital Narsistliğe en ağır yaptırımların uygulanması ve bu video ve fotoğrafların kaldırılması için emniyetin ve iletişim başkanlığımızın desteği ile bunlar tespit edilerek kaldırılmasını umuyorum. Allah’a ısmarladık. Hoşça kalın.
