“Karanlıkta bile, adım atmak ışığa doğru yol almanın başlangıcıdır.” der bir bilge. Dünya’daki akıl almaz gelişmeleri izledikçe, geleceğe doğru atılacak adımlar daha da netleşiyor kafamda. Hayatın binbir tane zorluğu var. İnsan ilişkilerinde yaşanan dedikodular, olumsuz görüşler, negatifler, bizi aşağıya çeken binlerce sosyal ilişki ağının içerisinde, geleceğe bir adım atabiliyorsanız, kendi inandığınız ve bu ülke yararına olduğunu düşündüğünüz doğrulardan asla vazgeçmiyorsanız, bu hayatta bir hikayeniz oluyor. Amaç da zaten bu dünyadan giderken, baki kalan hoş bir seda bırakmak değil mi gökyüzünde? Bunun için yaşamıyor muyuz?
Bilgiye ve bilginin yorumuna yani mantığa ulaşmanın çok ama çok kolaylaştığı günümüzde, artık “bilgelik” dediğimiz kavramın çerçevesi de çok fazla değişmeye başladı.
Küçük bir defterim var, yanında şimdi de büyük bir defter daha aldım. Bu ülkede bunları yapmadan, öbür tarafa gitmeyeceğim diye direttiklerimi yazıyorum. Tesisler, üretimler, ürünler, ihtiyaçlar.. Neler neler var içerisinde, bir bilseniz. Arada bazılarını buradan paylaşıyorum 🙂 Eh insanın yaşama tutunması için bazı nedenler gerekiyor, bazı motivasyonlar gerekiyor. En ama en zorlu koşullarda bile bu motivasyon, o defterde yazanların sizi hayata bağlaması gerekiyor. En azından ben hep böyle oldum.
Ülkenin ilk nanobiyoteknoloji firmasını kurduğumda, daha nanoteknoloji daha yeni konuşulmaya başlanıyordu, ben nanobiyoteknoloji ile gıdaların zenginleştirilmesi üzerine projeler yazıyordum. Sonrasında fonksiyonel gıda diye bir şey Türkiye’de bilinmezken, çok etkileyici örneklerle (mor ekmek), Türkiye’nin hafızasına fonksiyonel gıdanın ne olabileceğini insanlara anlatmak için emek harcadım. Karbon salımı konusunda ilk yazımı bundan 6 yıl önce yazmıştım. Hala durur arşivimde. Geçmişe geri dönüp, çok bakmadığım için neler neler daha var bilmiyorum bir çok farklı üretim, teknoloji derken, yaşam yolculuğu beni “süperkritik proseslere” ve döngüsel ekonomi konusuna entegre etti. Tüm bunların ana nedeni, Dünya’yı takip edip, harekete geçmemdi. Her zaman da öyle yapacağım.
Sözü nereye getireceğim.. Dünya çok ama çok güçlü bir şekilde çizdiği yeni dönemin de ötesine geçip, daha başka bir yeni dönemi başlatıyor. Artık mental gücün, yaratıcı kolektif aklın çok ama çok güçlü bir şekilde kullanıldığı bir döneme doğru ilerliyoruz.
4 günlük çalışma rutininin birden bire neden ortaya çıktığını çok daha rahat kavrayabiliyorum. Çünkü artık en ama en çok ihtiyaç olan insan modeli “teknolojiyi en iyi şekilde kullanabilen” insan modeli olacak. Teknolojiye kendinizi entegre etmezseniz, yapay zeka yazılımlarına kendinizi adapte etmezseniz, “iş bulma ve yapma” konusunda bile çok büyük hüsrana uğrayabilirsiniz. Çünkü artık gelecek tamamen yapay zeka ile entegre bir halde kendini şekillendiriyor.
Yapay zeka temelinde, hepimizin hayatta yeni bir sayfa açması gerekiyor. Sil baştan ve en güçlü şekilde bunu yapmamız gerekiyor. Hepimiz için Yeni Yaşam Yolculuğu, bana göre şimdi başlıyor.
