Ana Sayfa Can Kayacılar, Ekonomi, Gündem, Köşe Yazıları 19 Nisan 2023 135 Görüntüleme

Sürdürülebilirlikte Lokalizasyon ve Standartları

Sürdürülebilirliğin temelinde “lokalizasyon” yatıyor. Lokalizasyon, yerelde üretim ve yerelde tüketimi destekleyen bir yaklaşım aslında. Eğer karar verip, bahçelerimizde “bostanlar” kurabiliyorsak ve yeni tabirle “permakültür” yapabiliyorsak, bizleri besleyebilecek düzeyde tarım ürünü de yetiştirebiliriz. Geçmişte hep öyle yapmışız. Türkiye’de “kendi kendine yeten” yüzlerce köy bulunuyor.

🎈 Yerelleşmede ilk basamak, toplumun “tarım üzerine” eğitilmesi. Tohum nedir? Nasıl ekilir? Toprak nasıl analiz edilir? Bitki nasıl yetiştirilir? gibi bir çok eğitimin uygulamalı olarak tüm Türkiye’de başlatılması gerekiyor. İşin ilkokul ayağından, üniversite ayağına kadar bir çok basamağı var elbette ama sonuçta halkın bu konularda eğitilmesi şart.

🎈 İkinci basamak, lokal seralar. Lokal seralarda üretim çeşitliliği sağlanmalı ve her türlü sebze/meyvenin de lokalde de üretilebileceği insanlara gösterilmeli. Bu seralar devletin gücü ile de kurulabilir. Yani Belediyeler bu konuda aksiyona geçebilir. Lokalde ürün üretiminin hızla canlanacağı bir geleceğe doğru ilerlememiz gerekiyor. Elbette bu ürünler üretilirken, teknolojinin her türlü gücünden, blok-zincir teknoloji ile takibinden vs. hep faydalanılmalı.

🎈 Sonrasında örnek lokal marketler kurulmalı. Yani lokalde her türlü sebzenin, meyvenin, o bölgede yetişen ürünlerin bir marketi olmalı. İnsanlar gidip, yerli marketten, o bölgede yetişen ürünleri mutlaka almalı. Kim istemez ki yerelde üretilen ürünleri almayı?

🎈 Dördüncü basamak, lokal restoranlar.. Tek seferde doyurucu tabakların olduğu yemekler olmalı bu lokal restoranlarda. Demek istediğim şu, örneğin kebap istediniz şimdi bir restoranda. Yanında maydanozu, domatesi, masada ezmeleri vs. hepsi geliyor. Ve biz bunları tüketemiyoruz. Burada büyük bir israf yapıyoruz. Bunun yerine sadece “tek bir tabak” içerisinde zengin bir menü sunulabilir. Yabancı tabirle restoran tüketimlerimize “bowl” mantığı gelmeli. Bir örneğini burada paylaşıyorum (https://lnkd.in/dA4xSg4j). Bu arada menüler tamamen vegan değil Türkiye için büyük oranda “fleksiteriyan” olmalı. Yani etin varlığı bilinmeli. Ama oranı çok düşük olmalı. Bitkisel protein içeren ürünlerle, normal et bir arada olmalı (%75 less meat).

🎈 Ve en çok istediğim basamağa geldik. Tüm ama tüm üretilen tarım ürünlerinden, tarım atıklarından ya da tıbbi ve aromatiklerden, süperkritik ekstraksiyon ile aktif bileşenlerin lokalde elde edilmesi (örneğin 100 litrelik bir sistem ile) ve bu aktiflerden “yüksek katma değerli ürün (fonksiyonel gıdalar, dermokozmetikler) geliştirilmesi.

🎈 Tüm bu üretimlerden elde edilen ürünlerin satılacağı ve sadece yerele hizmet veren, yerel penetrasyonu sağlayan bir online satış ağı kurulmalı. Yani insanlar sadece o market ya da lokantalara gidip değil, evlerine de bunları sipariş etmeliler.

Bu işin bir çok detayı var ama temelde “ben yaptım oldu” mantığı ile değil, “lokalizasyon” konusunun STANDARTLARI olmalı. Yani tüm bu aksiyonların bir standardının belirlenmesi gerekiyor.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com