Her an deprem olacak korkusuyla yatıp kalkıyoruz. Gözlerimiz avizelerde acaba yine sallandık mı?
*** Travma mı?
*** Korku mu?
*** Panik mi?
Yıllardır yaşam mücadelesi verdiğimizi düşünüyorduk. Oysa asıl yaşam mücadelesini şimdi veriyoruz. Yıllardır kıt kanat geçinip köşeye atıp ev yapma umuduyla yaşadığımız anlar gözler önünde fragman gibi geçerken şimdi o evler gözler önünde yer bir olmuş vaziyette…Eviniz huzurunuz dediklerinde bir heyecan ile huzur bulacağız düşüncesiyle girdiğimiz o evlere şimdi cansız bedenimizin çıkma ihtimali olması ve bu korkuyla evlere adım atmamak ne acı çaresizlik! Birer birer yanıyoruz. Çaresizliğin dibini yaşarken o sıcak yataklarda uyumayı unuttuk! Gözlerimizi kapatamaz olduk! Yüzleşmeler tek tek oldu! Ne acı ki en zor anında birde yüzleşmeleri görmek birde onun acısını yaşamak ne acı… Sadece yazabiliyorum… Acımı, öfkemi, kırgınlığımı, çaresizliğimi kendime göre kalemim kadar yazıyorum… Dışımın çöküşü, içimin boşalması da diyebiliriz!
O yüzden diyorum ki “ Umut bizim ekmeğimiz heba etmeyin!” En azından bizler buna sarılıp yaralarımıza şifa olmaya gayret edeceğiz! Ne kadar fazla kar ederiz demek yerine ne kadar yeteriz veya ne kadar faydamız olur diye gayret etmeniz bizler için yeterli! Fazlasında ne almaya nede vermeye gözümüz yok!
Vesselam
Kavin İnci Geçkil