Herhangi bir kitabı okurken tüm kitapseverlerin olduğu gibi benim de dikkat ettiğim bazı hususlar var; ancak bir yazar gözüyle değerlendirmelere girdiğimde kitapla ilgili -genel okuyucu kitlesinden farklı olarak- bazı kavramların yerli yerinde olup olmadığı çok daha fazla dikkat ettiğim hususlar haline geliyor. Bugün sizlere yakın zamanda okuduğum çok güzel bir kitap hakkında şahsi düşünce ve değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.

  Değerli yazar, usta kalem Prof. İnanç ÖZGEN’e ait “Köstekli Saat” kitabını gelin biraz inceleyelim.

Her okuyucu okuduğu kitabın bir nevi içerisine girmek, karakterlerle yan yana anlatılan olaylara şahit olmak hatta bazen müdahil olmak ister. Karakterlerle beraber sevinip onlarla birlikte üzülüp yine onlarla birlikte her an olmak gibi bir duyguya sürükler iyi bir kitap okuyucusunu. Şiir veya roman fark etmez, bu duyguyu alamadığınız an itibariyle o kitap size yabancılaşır. Satırlar ilginizi çekmeyen bir konu haline dönüşür. Bir yazar olarak en çok dikkat ettiğim hususlardan bazıları ise olayların zamanı ve kurgularındaki hatalardır. Birbiri ile örtüşmeyen zaman ve konular o kitabın bana göre tüm özelliğini ortadan kaldıran önemli özellikler. Kitaplarda bahsedilen karakterlerin yaptıkları işler, görevleri, bulundukları makam gibi konulardaki çok uçuk eşleştirmeler yine bir kitaptan hemen soğumanıza yol açacak büyük hatalardır. Örneğin bir komiserin il valisine hesap sorması, bir öğretmenin ameliyat yapması, bir generalin basit bir hırsızlık olayında sorguya girmesi gibi tamamen hayal ötesi kurgular…

Kitabımıza gelecek olursak; Yazar’ın diğer kitaplarında da hissedilen o eski Anadolu kokusu bu romanda da yine kendini olabildiğince öne çıkarmış durumda. Tabiatın tüm canlılarının birer karakter haline getirildiği duygusunu veren bu kitabı hem okumasının çok keyifli olması hem de öğretici bir yanıyla ayrı bir önemde bulduğumu söylemeliyim. Romandaki karakterlerin arasındaki eskimeyen dostlukların, el tutmanın, el vermenin, paylaşmanın, kısacı gönül gözüyle her şeye bakabilmenin ne denli önemli olduğu ve insanları hep güzel şeylere yolcu ettiğini her satırda hissediyorsunuz. Aile kavramının, dürüst ve ilkeli yaşamanın nihayetinde tüm kötülüklere galip geleceğine olan inancınızı artıran bu harika kitap için çok fazla tüyo vererek heyecanınızı azaltmak istemiyorum. Her kitaplıkta olması gereken eserlerden biri olarak gördüğüm bu güzel kitabın ilk basımında ufak tefek basım hataları yeni çıkan baskısında güzel bir editörlük çalışmasıyla giderilmiş durumda.

Anadolu insanının samimiyetini, sofralara konulan otlu peynirin tadını, sıcak ekmeğin kokusunu, hasretin türküsünü, sarılmanın manasını her anında hissedebileceğiniz bu güzel eseri alıp okumalısınız.

Hocamızın yüreğine ve eline sağlık.

Sevgi ve saygılarımla.

Turan Ekinci

İnstagram: turanekinci.5560