Anadolu coğrafyası kadim medeniyetlere beşiklik yapmıştır. O zamanlarda deprem hadiseleri yok muydu. Tabi kî vardı. Birçok zelzelede binlerce insan ölmüştü. Eski insanlar bu kayıpları azaltma adına ne yapmışlardı. Şehirleri temeli sağlam yerlere kurmuşlardı. Örneğin Harput. Urartu medeniyeti kalesini Mö 7 yy’da Harput’a bina etmişlerdi. Ovaya değil. Yine Haroğlu, Kömür han da ki Dağ silsilesi ve diğerleri. Sağlam taşlarla çevrili şehir merkezleri halkı depremden korumuştu. Yine Palu (Şebetaria’da ki) Kale, dağın tepesine kurulmuş ve Palu gibi fay hattı geçen bölgenin yaşayanları dağ ekseninde kalmıştır. Kalelerde kullanılan bazalt ve diğer kuvvetli taşlar sayesinde hem şehir hem de kaleler korunmuştur.  Evler hem taştan hem de tek katlı yapılarak, sarsıntılardan etkilenmeyecek şekilde yapılmıştır. Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen depremde tecrübe edilen, hasarlı binaların gözünün yaşına bakılmaması davranışı, ölümleri azaltmış, devletin yapmış olduğu TOKİLER dağ eksenine yerleştirilerek ölümlerin önüne geçilmiştir. Bu nedenle can kaybı az yaşanmıştır. Bugün depremden çok fazla zarar gören, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş için şehir merkezlerinin taşınması şarttır. İstanbul’da bulunan sanayii kollarının aşamalı olarak devletin göstereceği güvenli ve fay hatlarının geçmediği alanlara  taşınması önemlidir. Yoksa mevcut durumda, İstanbul depremini kaldıracak ne ekonomi ne de insan gücü bulunmaktadır. Allah devlete zeval vermesin. ehil yöneticilere feraset versin. Saygılar