Ana Sayfa Aydın Benli, Genel, Köşe Yazıları, Kültür&Sanat 2 Şubat 2023 153 Görüntüleme

PROF DR. İNANÇ ÖZGEN’DEN OKUNASI KİTAPLAR

Okumak insanlığın ilme açılan kapısıdır. ‘İlim Çin’de dahi olsa alınız’ diyen Efendimizin nasihatı. İlk emri ‘Oku’ olan mükemmel bir dinin mensubu olarak okumayı teşvik etmek için bir kitap önerisiyle huzurunuzdayım. Bir insanın kelime hazinesi ne kadar genişse, anlayışı o kadar yüksektir. Bir öğrenci tarihle ilgili birkaç roman okumuşsa sonraki zamanlarda, tarihi içerikli konuşmalar olduğunda konu ile ilgili terimleri hemen kavrayacaktır. Bunun yanında, şu da unutulmamalıdır ki insan hangi organını çalıştırırsa o organı gelişir, kuvvetlenir. Güreş yapanın ensesi kalınlaşır, basketbol oynayanın boyu uzar, halter kaldıranın pazıları gelişir. Kitap okuyanın da beyni gelişir.

Prof. Dr. İnanç Özgen hocanın kitaplarını okudum çok beğendim ve bu kitapları size anlatmak istedim. Öncelikle Prof. .Dr. İnanç Özgen kimdir tanıyalım; 1974 yılında Elazığ’da doğan İnanç Özgen, İlk ve Orta Öğrenimini Keban’da, Lise öğrenimini Elazığ’da tamamladı. Elazığ Merkez doğumlu olan Özgen, 1992 yılında girmiş olduğu Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde lisans öğrenimini 1996 yılında tamamladı. Van YYÜ Üniversitesinde Araş Gör, Gevaş İlçe Tarım Müdürlüğünde ve Van Tarım İl Müdürlüğünde Ziraat Yüksek Mühendisi, Diyarbakır Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde Uzman Araştırmacı ve Müdür olarak görev yaptı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde doktora öğrenimini tamamladı. Bu zaman zarfında Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü ve Ege Üniv Ziraat Fak Bitki Koruma Bölümlerinde doktora asistanı ve uzman olarak görev yaptı. Halen Fırat Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Özgen’nin yayınlanmış 9 eseri bulunmaktadır. Her biri birbiriyle yarışan mükemmel eserler. ‘Nazenin kitap, ‘Ilık rüzgârlar’, ‘Köstekli saat’, Üşüyen çiçekler’, ‘Haroglu kalesi varoluş’, ‘Haroglu kalesi Cendere’, ‘Atların tanrısı equus kuşatma’, ‘Özlü hikâyeler’, ‘Bir de kürklü düğün böceği’

               NAZENİN KİTAP

Kaç İsmail’i kurban ettik? Ve kaç İsmail’in kurban edilişini izledik. İbrahim olsaydık keşke!!! Ve İbrahim’i nesli koklasaydık. Belki gökten bize de bir kurban inerdi. Nefisler ayaklar altına alınsa, Yeni İsmailler kurtulurdu belki. Kaç putu indirdin kırılmayan nefis putunda? Belki bunu hesaplardın İbrahim olsaydın. Kocaman bir İsmail’i ancak İbrahim olarak ve İbrahim’i gönüllerde fethedebilirdin.

ILIK RÜZGÂRLAR

“Salına salına ne de hoş yapraklarını salıveriyorsun gökyüzünden yeryüzüne ey ağaç! Sen de mi sevdalandın yoksa, renklerin en güzeline? Ve  yaprakların ondan mıdır, bu kadar narin ve ince, ondan mıdır, bu kadar nazlı ve naif.  Salına salına naz mı yapıyorsun diğer ağaçlara?

Söyle!. Zamanı sen mi yoğuruyorsun, yoksa yaprakların mı? Salınsın, gelinimin üstüne yaprakların, salınsın. Söyle!. Rüzgar da mı seninle arkadaş, aşkı fısıldamak istediğinde ağaçlara? Yoksa; bu kadar güzel salınmanın sebebi mi bu ılık rüzgârlar?

Söyle! Yok, yok, sen durağan zamanla da arkadaşsın, akan zamanla da, yere salınan ve toprağı öpen yapraklarında.”

         KÖSTEKLİ SAAT

“Bir çay içeyim bari ömürden gitsin. Her fırt iç çekişimde, acısı kaçmayan demli çayından olsun. Ve bir şeker atayım, erimeyen cinsinden. Kaçmayan çayın, acılı yanından olsun. Bir hayat içeyim, çaydanlık elimde, demlesin hayatı çay gibi. Bir, iki, üç bardak… Çocukluğum, Gençliğim ve Yaşlılığım…”

          CENDERE

“Sarduri, oğlum! Büyük Urartu Krallığı’nın varisi. Umutsuzluğa kapılma! Umutlu ol! Sabır umudun yoldaşıdır!”

ÖZ’LÜ HİKÂYELER

Öz’lü hikâyeler bazen bir hayvanın yaşamında imbiklenecek, bazen bir insanın gerçek yaşanmışlıklarını sunacak. Bazen sevindirecek, bazen hüzünlendirecek ama bol bol düşündürecek. Öz’lü hikâyeler hayatın kendisidir. Öz’lü hikâyeler geleceği şekillendirecek olan çocuklarımızın ve gençlerimizin doğayı daha çok sevmelerine olanak sağlayacak öğütler içerip, bazen de gerçek yaşamdan kesitler sunmaktadır. Bu kitapta sunduğumuz hikâyeler insanın yaşam döngüsündeki son yolculuğunu farklı gözle, sunmaktadır.

            VAROLUŞ

Varoluş – Haroğlu kalesi efsanesi, Urartuların bölgede kurduğu uygarlığın günümüze kadar kalıntıları ile kalabilen önemli eserlerinden biridir.

Bölgenin hâkim noktasına kurulan kale, doğuda Harput, batıda ise Tomisa kalesi ve İzollu krallığının orta noktasında inşa edilmiş, önemli bir Urartu eseridir.

Tarih yaşanılanlarla birçok medeniyeti kucaklamış, zamanın akışında birçok tarihi şahsiyet izler bırakmıştır. Urartular bölgede yıllarca hâkimiyetini sürdüren ve günümüze kadar gelen değerli eserleriyle var olmuş önemli bir uygarlıktır.

Bu eser Urartuların, dini inanışları ve tarihi şahsiyetlerini, bölgenin doğal güzellikleriyle hikâye tadında harmanlanmış, bölgeyi ve tarihi şahsiyetleri detaylı inceleme fırsatı bulacak meraklıların zihinlerinde bir yolculuğa çıkarmayı hedeflemektedir.

          KÜRKLÜ DÜĞÜN BÖCEĞİ YAŞAMA ALIŞMAK

Bir varmış, bir yokmuş. Haroğlu dağı her zamanki ihtişamı ile göz kırpıyormuş. Güneş parıl parıl parlıyor, kuşlar cıvıldıyor, çiçekler raks ediyormuş. Kürklü Düğün Böceği de bu dağın kraliçesiymiş.

ATLARIN TANRISI EQUUS KUŞATMA

Gökyüzü kararmıştı. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Tanrılar, cezayı kime kesecekti? Bir hatanın bedeli savaş olabilir miydi? Aşk, İhanet, Entrika, Şebetaria ve Amidi cephelerinde Urartu-Asuri savaşı ve bir at… Tanrıların atı Equus. Efsane kaldığı yerden devam ediyor…

Bilim dünyasına alanıyla ilgili katkılar sunan Prof. Dr. İnanç Özgen, edebiyatımıza da bu birbirinden güzel eserleriyle büyük katkılar sunmuştur. Hocamızın güzel eserlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Her kütüphanede olması gereken muhteşem esler. Keyifle okuyunuz. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.

Aydın Benli

Siyaset Bilimci, Araştırmacı Yazar

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com