Ana Sayfa Can Kayacılar, Köşe Yazıları 10 Ocak 2023 111 Görüntüleme

DOĞRU BESLENME NASIL OLMALI?

Dünyanın en tatlı yaşlıları bizim ülkemizde. En enerjik çocukları. En güçlü gençleri. Güzeliz. Hepimiz öyleyiz.

Ne istiyorum biliyor musunuz? Yaşlılarımızın beslenmelerinde kendilerini daha iyi hissedecekleri yiyecekler olsun istiyorum. Yaşlıların ağrılarını azaltacak, kendilerini daha güçlü hissedecekleri, mental olarak yorulmayacakları bir “beslenme” tarzı. Hiç bir aile, büyüklerine bakarken zorlanmayacak ve o dünyanın en tatlı teyzeleri, amcaları kendilerine sonuna kadar iyi gelecek her türlü bileşeni alabilecekleri bir Dünya. Yaşlı demek doğru olmaz ama “Yetişkin Gıdaları” olsun istiyorum. Elbette vitaminler, mineraller olacak. Bunlara ek olarak bir de polifenoller, alkaloidler, omegalar, aklınıza gelen doğanın bizlere sunduğu diğer “özel bileşenler” de olacak bunların içerisinde.

Çocuklarımızda tek baktığım şey “algıları ve bağışıklıkları”. Algılarını açık tutacak, hafızalarını güçlendirecek, bağışıklıklarına iyi gelecek gıdalar yine hedefimde olan gıdaların başında geliyor.

Gençler, onların hem hafıza güçlendirici, hem de enerji arttırıcı gıdalara ihtiyacı var. Bunların dizayn edilmesi gerekiyor. Hepsi bol polifenollü, bol antioksidanlı, alabildiğince “güçlü” gıdalar.

Gıda konusu devlet tarafından kontrol edilmesi gereken bir konu bence. Yani sadece hijyen, üretim vs. yönünden değil. Kalite ve içerik yönünden de kontrol edilmeli. Ne işe yarayacak? Enerji değeri ok ama o enerji değerinin kaynağı ne? Şeker mi? Yoksa protein mi? Ya da “Dengeli” bir gıda mı? Şeker kadar, protein ve yağ da var mı içerisinde?

Gıdaların zenginleşmesi gerektiğini senelerdir söylüyorum. Daha zengin, daha güçlü, daha dengeli gıdalar… Bu söylemimin eyleme dönüşmesine artık daha da çok ihtiyaç var. Çünkü gıdaya erişim zorlaştıkça, gıda kalitesi de düşüyor. Böyle olunca da “besleyicilik” dediğimiz faktörde de daha büyük problemler oluşmaya başlıyor.

Gıdalar gelecekte “daha küçük” ve “daha konsantre”. Bildiğimiz gıda formatında değil. Daha çok bileşen, daha faydalı bileşen ama küçük bir hacim..

Yaşlılarımızı, çocuklarımızı, yetişkinlerimizi ve gençlerimizi “gıda ile korumalıyız”. Bu bizim bana kalırsa hayati bir konumuz. Ülke olarak hayati bir konumuz. Geleceğe tutunmamızı sağlayan, yegane şey.

Hep diyordum, eğer olimpiyatlarda madalyaları az alıyorsak, bu bizim çalışmadığımızdan değil, bu sorun bizim “doğru beslenmememizden” kaynaklanıyor diye. Antioksidan gücümüz düşük. Yediklerimizden vücudumuz yeterince faydalanamıyor. Hepsinin değişmesi gerekiyor.

Eğer muasır medeniyetler seviyesine yükseleceksek, öncelikle “kognitif fonksiyonlarımızı koruyucu ve arttırıcı” gıdalara çok ihtiyaç var. Bu yolda tam olarak upcycling mantığı için gıda atıklarından antioksidan eldesi, tıbbi ve aromatik bitkilerden antioksidanların eldesi ve gıdalara belli dozlarda eklenmesinden geçiyor. Başka yolu yok.

Neden olmuyor? Neden yorgunuz? Neden uykusuzuz? Neden hep hastayız? Neden başımız sürekli ağrıyor? Neden grip gibi bir hastalığı haftalarca yenemiyoruz?

Sorunun cevabını zaten siz verebilirsiniz.

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com