Ana Sayfa Can Kayacılar, Genel, Köşe Yazıları 26 Aralık 2022 119 Görüntüleme

Çay..

Muhteşem bir şey bana kalırsa..

Enerjimizi yerine getiren, belki de Türkiye’deki bir çok insanın en zor şartlarda bile sağlıklı kalabilmesini sağlayan yegane içecek.

İyi ki de kültürümüzde var.

Çayın faydaları gerçekten saymakla bitmiyor.

Özellikle kan şekerini düzenleyici etkisi çok önemli. Ama yemeklerden hemen sonra içmemek gerekiyor. Öncesinde de.. Çünkü o hep konuştuğumuz “demir emilimini engelliyor” cümlesi var ya.. Onun klinik çalışması daha yeni yapılmış. https://lnkd.in/daW-eR5g .. Hep derler ya, “bize sorsaydın biz söylerdik, araştırma yapmanıza gerek yok” diye.. Gerçekten biz toplum olarak söylerdik.  Şaka bir yana, bilimsel olarak bildiklerimizin ya da tahmin ettiklerimizin ispatlanması çok güzel bir şey. Tüm bu nedenlerden dolayı bir “çay saati” olmalı. O da yemeklerden en az 2 saat sonrasına denk gelecek bir düzende olabilirse muhteşem olur.

Taze çay arama davranışım hep var oldu. Neye dikkat ediyorum biliyor musunuz? Hani kafelerde ya da restoranlarda böyle 3-4 tane demliğin yan yana koyulduğu çay demleme aletleri var ya, oradaki demliklerdeki çayı bardağa doldurmak için koyan insanların bilek/kol hareketlerine dikkat ediyorum 🙂 Eğer demlik ağırsa, taze çay var demektir.. Eğer demliğin sonuna gelinmişse, diğer demlikten istiyorum. Taze çay tutkum biraz fazla yani. Çünkü neden biliyor musunuz? Sadece taze çayda bulunan bazı bileşenler var, sağlığa yararlı. Mesela EGCG, ECG gibi.. Çay beklediği zaman kayboluyor bu bileşenler.. Hani çaya “burukluğunu veren” bileşenler var ya, tam da onlardan bahsediyorum.

Bugün Karaköy Güllüoğlu ‘nun yeni yerine gittim. Eski yerinden aslında bir kaç yüz metre ilerde, paralelde bir yere taşınmış. Güllüoğlu biliyorsunuz, tarihimizin çok ünlü bir tatlıcısı.. Yüzbinlerce insanda anı bırakan bir yer. Yeni yerini gerçekten çok beğendim. Çok güzel olmuş. Beni en çok etkileyen şey, dizaynı, ferahlığı ve en çok da çay fiyatları oldu 🙂 Karaköy gibi İstanbul’un göz bebeği bir yerde çay bardağı değil, fincan ile demli çayı 9 TL gibi bir rakama Güllüoğlu’nda içebiliyorsunuz. Gerçekten kendilerini bu hassasiyetlerinden dolayı çok kutluyorum. Oralara her gittiğimde muhakkak uğrayacağım yeni bir yerim daha oldu..

Taze çay bulabilmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Ben özellikle bu konuda Simit Sarayı‘nı da tebrik etmek istiyorum. Neredeyse hangi semtte taze çay arasam, hep Simit Saray’larında bulabiliyorum. (Amsterdam’da bile Simit Sarayı’nda çay bulabilmiştim.

Eminim sizlerin de özellikle çay tutkunuz konusunda seçici olduğunuz mekanlar vardır. Çünkü çay gerçekten bizler için bambaşka bir şey. Bir kırmızı çizgi.

Çay kültürümüzün de en güçlü parçalarından biri. Birlikte bir çay içmek, sohbeti arttıran, kırgınlıkları gideren, birlikte gelecek planları yapmanızı sağlayan, dostluğun ve sevginin yegane simgesi..

Çaylı sohbetlerinizin bol olduğu yeni bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Yorumlar

Tema Tasarım | Osgaka.com