Bu ve benzeri sözleri hep duyarız değil mi?
Sevdiklerinize zaman ayırın, giden geri gelmez, yarın arasan da bulamazsın…
Sevdiklerinden anne, baba, kardeş, eş, evlat veya sevgililerini kaybeden herkesin ilk söyleyeceği sözlerden birisidir bu sözler. Çünkü hasretin dayanılmaz acısı insanın geçmişe olan pişmanlıklarını hep taze tutar, hep kanasın ister o yara. Özlediklerinize kavuştuğunuzda o yakıcı sancı dinerken bir daha kavuşmanın imkânsız olduğu sevdiklerinizin acısı hiç dinmez. Esasen günlük hayat olabildiğince normalinde devam eder; ama kaybettiklerinizin tekrar istediğiniz an o hayatın içine dahil olamayacağı gerçeği sürekli, onunla yapmak isteyip de ertelediğiniz, istediğini bildiğiniz ve gücünüzün yetmesine, zamanınızın olmasına rağmen önemsemediğiniz küçük taleplerini yüreğinize ok gibi atmasını sağlar. Okların acısıyla her defasında daha da canımız yanar. Peki! Madem bunları biliyoruz neden hep erteliyoruz, neden sevdiklerimizle bir gün bile olsa fazla vakit geçirip doymak dururken, neden sanal dünyanın sahte sahiplenmelerine sarılıyoruz? Neden sevdiklerimizin bir gülüşüne mutlu olmuyoruz da sosyal medyanın tamamen samimiyetten uzak takdir etme araçlarına mutluluğumuzu endeksliyoruz. Sevgi eksikliğini neden canlı kanlı, bize değer veren, bizim derdimizle dertlenen, sevincimizle sevinen insanlarla değil de belki de hayatımız boyunca hiç yüzünü göremeyeceğimiz, asla kim olduğunu bilemeyeceğimiz, saniyenin yüzde biri gibi kısa bir sürede attığı bir tık ile beğenisini ifade eden insanlarla gidermeye çalışıyoruz.
Sebebi esasen çok açık…
Doyumsuz bir toplumun iştahını daha da kabartacak sanal güzellikleri, eğitimin, yaşamın bir parçası gibi sunan herkesin ne kadar kabahati varsa aileler olarak bu anlamsız tüketim çılgınlığı yarışında var olma çabamızla bizlerde o kadar suçluyuz. Örneğin en ucuz telefonla en pahalı telefonun özellikleri arasındaki fark üçü beşi geçmez iken hiçbir zaman asla kullanmayacağımız bir özelliği çıktı diye telefon değişiyoruz. Sizce de trajikomik bir durum değil mi bu? Kullandığımız bir sürü ürün daha yeni iken sıkıldım bahanesi ile yenilerini sürekli doldurmuyor muyuz? Hatta karnımız tok iken bile nefsimize dur diyemeyip belki de yarısını çöpe atacağımız bir sürü abur cubur almıyor muyuz? İşte bunların hepsi, doyumsuz ve mutsuz kimliğimizi kapatma telaşından başka bir şey değil. Hal böyle iken sahte ve esasen ihtiyacımız olmayan şeylerden mutlu olan insanlar olarak sonradan acısını duyacağımız kaybettiklerimizin yerine yine o uyduruk şeyleri fazlaca alarak koyalım hadi! Ama işe yaramıyor değil mi?
Sevgili dostlarım her şeyin bol bol olduğu; ama hiçbir şeyin tam tadını alamadığımız dönemlerin suçlusunu hadi gelin biraz da kendimizde arayalım olmaz mı? Gerçekten en yakınlarımızdan başlamak üzere sevdiklerimizle ne zamandır göz göze sohbet etmediğimizi kontrol edelim. Ne zamandır telefona, bilgisayara, televizyona veya benzeri şeylere dikkatimizi olabildiğince verip sevdiğimiz insanların üzerindeki elbiseye veya saçındaki değişime, yüzündeki sivilceye dikkat etmediğimizi sorgulayalım.
En büyük açlık sevgi açlığıdır ve en ucuz yolla doyabileceğiniz açlık da sevgidir. Gerçekten sizi sevenlere ve sevdiklerinize zaman ayırın, inanın gerisi önemsizdir. Tıka basa doyabileceğiniz sevgi dolu günler dileğiyle, birkaç güne çıkacak olan “Ayrılığın Zirvesi” isimli şiir kitabımda da yer verdiğim bir şiirimi paylaşmak istiyorum.
Sevgiyle kalın.
TÜKETTİK HER ŞEYİ
Tek derdimiz vardı eskiden
Akşama sofrada ailece olmak
Ailece o sofrada sadece doymak
Ne tatil planı vardı yıl öncesinden
Ne unuttuk derdi alınacak listesinden
Tek derdimiz vardı eskiden
Ailece birbirimize tıka basa doymak.
Komşumuz kardeşti, gözümüz arardı
Bir gün görmeyince herkes sorardı
Tek derdimiz vardı eskiden
Yarın kimin düğünü olacak
Ya da kimin ölümü yakacak
Sohbetler evdeki en güzel bilgisayardı
Büyük küçüğünü sever, küçük sayardı
Tek derdimiz vardı eskiden
Hep böyle muhabbetle yaşamak
Masallar içinde umarsızca dolaşmak
Şimdi her şey var her şey gereğinden çok
Ancak ne yazık ki o eski mutluluk yok.
(Turan EKİNCİ, Ayrılığın Zirvesi)
Turan Ekinci
http://Instagram.com/turanekinci.5560