5199 Sayılı Kanun (Madde 1- Bu kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır). Belediyeler tarafından alınan sokak hayvanlarına gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra alındığı noktaya bırakılması kanuni bir zorunluluktur.
Maalesef benim baktığım 20 sokak köpeğinden geriye bir tane bile kalmamıştır. En son kalan bir tanesinin de durumunu belediyeci arkadaşlarımız iyi biliyorlar.
Şehirde yaşayan insanlarımızın hayvanlardan özellikle köpek ve kedilerden korkması normal bir insani davranıştır. Ama bu demek değildir ki korktuğu için o hayvan alınarak barınakta tutulsun veya bilmediği ortama bırakılsın. Elbette saldıran ve zarar veren hayvanlar alınarak rehabilite edilmeli, hiç kimseye zarar vermemesi için gereken önlemler alınmalı. Şimdiye kadar onlarca sokak hayvanı besledim, ciddi anlamda hiç bir saldırıya maruz kalmadım. Aç kalan ve şiddete maruz kalan hayvan saldırır.
Belediyenin ekmek toplama kutularına bırakılan ekmeklerin birçoğu ya küflenmiş veya poşet içinde bırakıldığı için küflenmenin başladığına şahit oldum. Belki sizlere belediyemiz tarafından uyarı yapılmadığı için sizler bunu görmüyorsunuz. Sizlerden ricam, evde kalmış bayat ekmeklerinizi mutlaka açığa bırakarak kurutun ve kuruduktan sonra ekmek toplama kutularına bırakın, yoksa ekmekler alınana kadar küflenmiş oluyor. Sokak hayvanları bu tür ekmekleri yemiyor, yese bile hayvanda sağlık sorunlarına (kanser gibi) sebep olabiliyor.
Dünyanın sadece insanlara ait olmadığını anlamamız ve çözüm üretmemiz gerekiyor. Yıllarca bu işe gönül vermiş birisi olarak ilimizdeki sokak hayvanı sorunu ve çözüm yolları,
- İl Özel İdare ve Belediye işbirliği ile köylerde bulunan sahipsiz sokak hayvanlarının özellikle kısırlaştırılmasının sağlanması. Sağlanmadığı takdirde köyden kente yavru hayvanların göçü kaçınılmaz oluyor.
- Şehir merkezlerinde de kısırlaştırma mutlaka yapılmalı ve son zamanda artan kedi popülasyonu için de uygulanmalı.
- İller arasında yapılan uygunsuz trasferlerden dolayı çevre illerin belediyeleriyle de ortaklaşa bir protokol oluşturulmalı,
- Sahipli de olsa hayvanların doğum yapmasının önüne geçilmeli, gerekirse Bakanlığın bu konuda kanun çıkarması için girişimlerde bulunulmalı. Bu bahsettiğim konu çok sıkıntılı olduğu için biraz açmak istiyorum. Şu an il merkezine yakın onlarca küçükbaş hayvan işletmesi bulunmakta ve bu hayvan sahiplerinin en az bir çift köpekleri bulunmaktadır. Bu köpekler yılda en az bir doğum olmak üzere onlarca yavru yapmaktadır. Bu olay kesinlikle yasaklanmalı. Bakanlığımız bu tür faaliyet gösteren işletmelerin ihtiyaçları olduğu takdirde kısırlaştırılmış hayvan vererek işletmelerin ihtiyacını karşılamalı. Üniversite ve izinli üretme çiftliklerinin haricinde kesinlikle üretime-üretilmesine izin verilmemelidir. Birkaç yıl içerisinde sokaklarda kedi veya köpek sayısı ciddi anlamda azalacaktır.
- Pet hayvan beslemek isteyen kişilerin uygunluğu araştırıldıktan sonra sahiplendirilmesine izin verilmeli, hevesi geçtiğinde ortalığa bırakan kişiler hakkında gelirleri oranında cezalar artırılmalıdır.
Aksi takdirde bu kısır döngü yıllarca şimdi olduğu gibi devam eder. Sorunu her zaman olduğu gibi günlük çözmeye kalktığımızda bugün Konya’da yarın başka bir yerde yaşamak zorunda kalırız. Düşünün bir işletmenin bıraktığı bir kulübe yanında 3 metre zincirle yıllarca bir yaşam. Ben bu vebali kendi adıma düşünemiyorum…ama keşke sen de düşünmesen-düşündürmesen….