Geçmişten bugüne kadar yaşadığımız onca olayı, güzelliği göz önüne getirerek ve “Kendine Güven” diyerek yolculuğuma başlıyorum. Çok zorlandığım anlarım olmadı değil, amma velakin güzellikleri çok daha güzel oldu. Kendine güvenmek ve bir yola girmek çok riskli bir karar! Sanırım en zorlandığım, sık sık pes etme durumuna geldiğim duygum “Kendine Güven” duygusudur. Başkalarının etkisinde çabuk kaldığım ve onlar ne düşünür ne der fikriyle hareket ettiğim için çok bocaladım ve düştüm. Yaralandığım noktalarım, kırıldığım anlarım çok oldu. Gel zaman git zaman artık buna bir dur deme zamanının geldiğini hissettim.
- Kendi kendime sen ne yapıyorsun, diye sordum.
- Sonra 5-10 dakika sessiz kalıp düşünmeye başladım.
- Neden insanların üzerimde hakkı varmış gibi düşünüp onlar ne der diye hareket ediyorum?
- Bu ne kadar saçma bir şeydi!
- Ben ne istiyorum?
- Okumak istiyorum!
- Peki sonra ne yapacağım veya ne yaparsam mutlu olurum?
- Kitaplar ile vakit geçireceğim ve onlarla vakit geçirdikçe okul ve çevrem genişleyecek.
- Bundan mutlu muyum?
- Ne yaparsam kendimi mutlu hissederim?
- Yazdıkça mutlu olduğumu ve keyif aldığımı hissediyorum. O zaman işe günlük tutma ile başlamalıyım.
- İleride hangi mesleği okumak istiyorum?
- Kalemi güçlü ve sağlam olan, emin adımlarla ilerleyen bir yazar olmak istiyorum.
Yukarıdaki sorular kendime sorduğum ve sürekli cevap verdiğim örnek bir çalışmamdır. Buna benzer bir çalışmayı sizler de yapabilirsiniz.
Kendine ne kadar şeffaf ve samimi olursan işte o zaman o kadar çok güven kokusu yayarsın kendine ve etrafına. Bir bebek gibi önce emekler, sonra yürümeye çalışırken düşer, kalkar ve sonra yürür, en sonunda koşarsın. Aslında güven de buna benzerdir. İlk önce bebek gibi kendi içimizde kendimize emekleriz. Sonra duygulara tutunmaya, ayağa kalkmaya çalışırken bazen yanıldığımız anlarda nasıl düşüyorsak ve tekrar kalkıp nasıl yaşamak istiyorsak bu da bir bebeğin yürümeyi öğrenme serüveni gibidir. Kendine güvenmek emek ister! Kendine emeği olmayan, başkasına çıraklıktan başka bir şey yapamaz! Karşı tarafın gelgitlerine veya duygularındaki iniş çıkışlara bağlı kalır. Aslında burada önemli olan, başkalarına değil, kendine bağlı olman ve ne istediğini bilmendir. Günümüzde yazarlığın maddi getirisi olmadığı için bakış açıları çok farklı olabiliyor.
Ben o insanların bakış açılarına göre değil, kendi bakış açıma göre karar verip gayret ettim. Çünkü burada başkalarına değil, kendime güvenerek yapabileceğime inanarak gayret ettim. Hiç kimse durduk yere veya sen onun isteğini yaptın diye suyunu, ekmeğini vermiyor. Bu hayat sizin! Bundan dolayı sizin kararlarınız ve tercihleriniz önemli. Kolay bir şey yok! Biraz zorlanacaksınız ama unutmayın ki bu sizin istediğiniz ve sizin hayaliniz! Bu sebeple zorlanmak yerine keyif alarak yapacağınıza eminim.
Yazarlık çok zor bir meslek, yazabilmek de çok zor gerçekten. Okurken kolay geliyor insana. İş, kalemi kâğıdı önüne aldığında başlıyor işte… Gecelerce uyumadığımı hatta saatlerce bilgisayar başında oturup yazdığımı bilirim. Etrafımdakiler bu durumdan dolayı bana karşı sitemkâr ama ben böyle daha çok mutlu olduğumu hissediyorum. Çünkü kendime güvenerek, istediğim alanda istediğim şekilde gayret ederek ilerliyorum. İşte asıl mesele bu arkadaşlar! Biz istersek er ya da geç oluyor, vallahi oluyor. Yeter ki isteyelim!
#Kalınsağlıcakla
Kavin İnci Geçkil