Yaşam, bir hak.. Sağlıklı yaşamak da öyle.. Sağlıklı gıdalara erişmek, huzur ortamında çalışmak, kendine zaman ayırabilecek zamanı yaratabilmek..
Dünya pandemi sonrasında “iyileşiyor”.. Sanayi devriminden kalan tüketim alışkanlıklarından bir bir vazgeçiyor. Doğaya daha saygılı, çevreye daha duyarlı bir hal alıyor. Aslında geçmişte bildiği ama sonra zamanla unuttuğu alışkanlıklarını yeniden kazanıyor. Bu sefer tek zorluğu var “kalabalıklık”. Ama emin olun kalabalıklık sadece büyük şehirlerde var. Onun haricinde Dünya aslında çok kalabalık değil. Dünya’daki tüm insanları eşit bir şekilde tüm yaşanabilir karalara yaydığınızda, herkese düşen yaşam alanı miktarı 8.000 m2 gibi muazzam bir miktar ortaya çıkıyor. Bu alan en az 4 kişilik bir ailenin her türlü gıda, tekstil ihtiyacını karşılayabilecek bir düzey aslında. Kaldı ki biz bu kadar büyük bir arazi tek bir kişiye düşen alan..
Dikey tarım, biyoteknolojik ürün üretimleri derken üretimin ve doygunluğun muazzam seviyelere ulaşabileceği bir gelecek bizleri bekliyor. Ama burada yapılması gereken tek şey “akıllı yatırımlar”. Devletler, özel sektör aktörleri geleceği ön görüp yatırımları ona göre düzenlemeli. Para kazandıracak yatırımlardan ziyade istihdam sağlayacak ve karın doyuracak yatırımlar çok daha büyük bir etkiye sahip benim izlemlediğim kadarıyla. O nedenle bana kalırsa önce insan ve çevre temelinde yatırımlar düşünülmeli.
Türkiye temelde tarımla başlayan ve sonrasında biyoteknoloji ile ilerleyen bir yolda gitmeli. Çünkü Türkiye’nin genlerinde tarım var. Tarımı bilen bir nesil var. Ve yenilikçi yaklaşımlarla tarıma can veren müthiş bir genç nesil var. Yok demeyin, varlar. Sadece geçmiştekilerle fikir ayrılıkları yaşıyorlar. Ama hepsi geçecek. Çünkü tarıma teknolojinin entegrasyonu ile geçmiş nesil, tüm işleri yeni nesile devredecek.
Gelecek adına çok ama çok umutluyum. Türkiye’nin geleceği adına da.. Türkiye’nin müthiş bir gücü var. İnsanların kendi içerisindeki o gücü farkedip, harekete geçmesi gerekiyor. Bunu da sağlamanın tek yolu gençlere gitmek. Gençlerle birlikte geleceği kurgulamak. Tam da o zaman geleceği yakalayabiliriz.
Tarımda yaşanılacak her türlü inovasyon, bizleri geleceğe biraz daha yaklaştıracak. Toprağı değerlendirmede, üretilen ürünlerin israfını önlemede attığımız her adım bizi geleceğe daha sıkı bağlayacak.
Bu hafta Kasım ayının başlangıcını da içeriyor. Sonbahar iyice kendini göstereceği, huzurla geçireceğimiz bir ay olsun diliyorum.
Keyif dolu çalışmalar.