Modern dilencilik, insani duygu ve vicdanın sömürülmesi, hem de iliklere kadar sömürülmesi modern dilencilik oluyor. Sevginin, saygının ve dahi vefanın sömürülmesi de modern dilenciliğe giriyor. İnsanı insan yapan vicdanıdır ya hani tamda buradan sömürüyorlar. İnsanın yumuşak karnıdır vicdan, tam oradan yakalıyorlar. Merhamet, sözlüklerde “bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak tanımlanmakta olup, neo-spiritüalist terminolojide kullanılan terimlerden biridir. Neo-spiritüalist görüşe göre merhamet, insan ruhunun “Dünya Okulunda edinmesi gereken temel ruhsal yeteneklerden biridir. Bu görüşe göre, kişinin acınacak bir hale gelmiş, bir felakete uğramış veya benzeri hallere düşmüş, ıstırap çeken bir insana acıyarak, o insanın çektiği ıstırabı kendi yüreğinde hissetmesi. Istırabını paylaşması kişiye, onun başına gelen olaydan ıstırap çekerek edindiği deneyimi (aynı olayı yaşamasına gerek kalmaksızın) yani empati kurması (kendini karşısındakinin yerine koyması)
Romanlarımı okuyanlar bilir, DİKKAT CİNAYET romanımda da, daha önce bir hikâye konu etmiştim. Vicdanların sömürülerek modern, sahne sanatlarıyla birleştirilmiş yeni dilenme teknik ve taktiklerini anlattım. Sahne sanatları dedim evet, bu dilencilik tekniği değme ünlü tiyatrocuları bile inandıracak tarzda. İnsanların manevi olarak huzur bulduğu, kendilerini rahatlattığı bazı mekânlar vardır, camiler, türbeler, kafeteryalar gibi. Deşarj oldukları üzerlerindeki negatif enerjiler attıkları yerler. İşte tamda bu yerleri bazı vicdan sömürücüler mesken tutmuş ve tiyatrosal dilenme teknikleriyle Show yaparak para topluyorlar.
Hacı bayram-ı veli hazretlerinin türbesinde bir esmer genç uzaktan onu takip eden aile ve akraba eşrafları tiyatronun bir parçası. Genç sanki türbeye gelmiş gibi dua ediyor, kalabalık artınca bir anda kendini yere bırakıyor. Düşme o kadar inandırıcı ki büyük ihtimal yasaklı narkotik maddesi almış ola bir, kafası vs. şişiyor. Genç bayılma numarası yapıyor. Gencin figüranları elinde pet şişe sularla gence koşuyor ve ilk ayılma müdahalesini yapıyorlar. Genç ayılmıyor tabi ki burada hareket olunca gencin etrafına kalabalık toplanıyor. Manevi duyguları kabarmış, vicdanlı insanlar gencin bu durumuna çok üzülüyorlar. Etraftan ‘’ambulans çağırın’’ sesi yükselince genç gözünü açıyor ‘’kaç gündür yemek yemedim, hastayım ilaçlarımı alamadım’’ deyip cebinden yıpranmış fotokopi kâğıtlar çıkarıyor ve vatandaş ‘’tüh vah, yavrum’’ deyip bayılma numarası yapan gencin cebine iki yüzlük gıcır banknotları sıkıştırıyorlar. Bu vicdan sömüren gencin figüranları devreye girip daha fazla para vermeleri için, yürek yakıcı acıtasyon sözler söylüyorlar. Para verip vermemekte kararsız olanlarda ikna edilip yüzlük banknotlar numaracı gencin cebine sıkıştırılıyor. Paralar cebe girdikten sonra etrafta başka para alacakları vicdanlı insanlar kalmayınca, gencin iki koluna yardımcıları girip hasta numarası yaparak oradan uzaklaşıyorlar ta ki o bölgeyi geçene kadar. Sonra az önce bayılmış olan genç normale dönüyor, eski kazma sapı gibi olduğu dimdik sağlıklı pozisyonuna geri dönüyor. Tenha bir yerde paralar sayılıp üleşiliyor sonra aynı numara ile lüks bir kafe ya da lokantanın önünde bayılıyor. Vicdanı sızlayan insanlar yine bu gencin cebine paraları sıkıştırıyor. Bunun TCK’da cezası var mı bilmiyorum? Bildiğim tek şey bunlar yüzünden gerçekten sokakta düşüp bayılan, hasta olan insanlara kimse dönüp bakmayacak. Sizsiz olun vicdanınızı bu kurnazlara sömürtmeyin, dünyada en zor kazanılan şey güvendir, güven vermiyorsa para vermeyin, yoksa alışkanlık olur sonra toplumsal iyilik mekanizması çöker.
Dedim ya sevgi de modern dilencilik sömürüsüne giriyor, hak etmeyen insanlara sevginizi dahi vermeyin. Vicdanı, acıma duygusunu, merhamet duygusunu gereksiz yere israf etmeyin, bir gün bu duygular lazım olacaktır. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın…