Döngüsel ekonomi kapsamında böceklerin yeri mikroorganizmalar kadar önemli bana kalırsa..
Böcekler de her türlü organik atığı yağ, protein ve diğer değerli bileşiklere çevirebiliyorlar.
Biliyorsunuz un kurdunun tüketiminin Avrupa’da serbest bırakılması ile birlikte bu konunun da önü tamamen açılmış oldu.
Elbette böcekleri doğrudan tüketelim demiyorum ama böceklerden elde edilebilecek yağlar örneğin çok kıymetli.
Omega-9’ca zengin, ayçiçek yağına da benzer yağlar içerebiliyor böcekler. Bu aslında yağ üretimi için de sürdürülebilir bir kaynak.. Benzer şekilde protein olarak muhteşem bir kaynak..
Biraz düşünce tarzını değiştirmek için bir kaç veri sunmak istiyorum..
Örneğin bir elmanın yüzde kaçı karbonhidrattır desem hemen söyleyebilirsiniz. İşte %85’in üzerinde su dersiniz.. %15-20 karbonhidrat dersiniz..
Peki ya insanın yüzde kaçı karbonhidrat? Kendi vücudumuzun biyokimyasal kompozisyonunu biliyor muyuz?
Bu soruya çok az kişinin cevap verebileceğini çok iyi biliyorum. Vücudumuz %1’den bile az oranda karbonhidrat içeriyor. Su haricinde peki çoğunluğu ne? Yağ ve protein dengeli olarak gidiyor.. (%15-20 oranlarında).
Bizi neden örnek verdim? Çünkü çoğu “hareket eden” canlı da bu şekilde bir kompozisyona sahip. Yağdan ve proteinden oluşuyor. Döngüsel ekonomi kapsamında bu çevrimleri düşünmeniz için bir fikir sadece..
Yapılacak çok iş var.
Haydi çalışmaya!