Değerli okurlarım teknoloji durmadan kendini yeniliyor. Artan enerji maliyetleri ve işçilik elde avuçta bir şey bırakmıyor. Bu yazımda kısaca “Moleküler Distilasyondan” bahsetmek isterim. Buyurun:
Elinizde 5000 litre taze sıkılmış nar suyu var, nar ekşisi yapacaksınız. Ya da meyve suyu var, meyve suyu konsantresi yapacaksınız. Ya da süt var, yoğunlaştıracaksınız.
Ya da elinizdeki kimyasal bir karışım var, buharlaştıracaksınız içerisindeki bazı bileşenleri.
Hepsi için bir “Moleküler Distilasyon” cihazına ihtiyacınız var. 35 derecede, çok yüksek vakumlar altında, “dinamik” olarak elinizdeki her türlü sıvıyı bu sistemle yoğunlaştırabiliyorsunuz.
Hani bir ara demiştim ya, sütleri neden yoğunlaştırmıyoruz, yoğunlaştırılmış sütler yapmıyoruz diye.
İşte onu yaptığımız cihazın endüstriyel ölçeklerdeki hali. Hele ki buradaki gibi devam eden sistemler şeklinde dizayn edilirse, dünyayı yoğunlaştırırsınız.
Gelecek, artan enerji maliyetleri, artan taşımacılık maliyetleri, artan ambalaj maliyetleri, artan işçilik maliyetleri nedeniyle giderek daha konsantre oluyor. Konsantre süt, konsantre meyve suyu, konsantre yiyecekler. Çok düşük enerji maliyeti, düşük ısılarda ve çok hızlı yoğunlaştırmayı bu cihazlar yapabiliyor.
Bu kapalı kutuların içerisinde çok özel bir teknoloji var. İçerisine giren sıvıyı alabildiğine ince bir zemine yayıyor ve muhteşem bir yoğunlaştırma sağlıyor.
Pilot uygulamada gözlerimle gördüm. Yaklaşık 2 litrelik sütü, 150 ml’lik bir yoğunluğa anında getirdi. Hele ki bu ölçekteki moleküler distilasyon cihazı neler yapmaz!
Gün boyu bunu düşündüm. Tükettiğimiz tüm sıvılar keşke konsantre olsa diyorum. Daha az su kullanımı, daha az taşıma maliyeti, daha uzun raf ömrü. O kadar çok katkısı var ki konsantrasyonların. Ama düşük ısıda ve hızlı konsantrasyonun faydası var ki, anlatamam.
Yoksa kaynatıp konsantre edeceksek eğer, onun da bir anlamı yok.
Biz geleceğe hazırlanmaya devam ediyoruz. Gelecek, şimdiden daha keyifli çünkü…
Sağlıcakla kalın….