Kıymetli paragrafhaber okuyucuları, öncelikle sizlere iyi bir hafta temenni ederek, enerji sektöründeki dijitalleşmenin mevcut durumunu özetleyen köşe yazıma başlamak istiyorum.
Enerji’de ülke olarak büyük oranda dışa bağımlı olduğumuzu hemen hemen herkes bilmektedir. Her geçen gün yeni yeni fikirler ve uygulamalar ile karşı karşıya gelmekteyiz. Bugün ki yazımızda Enerji sektöründe dijitalleşme ve bu fikrin ortaya çıkaracağı ihtiyaç ve iş modellerini kaleme alacağız. Hemen hemen tüm sektörlerde var olan ve son yıllarda da popüler olan yapay zekâ, makine öğrenimi, nesnelerin interneti ve büyük veri uygulamalarının Enerji konusu üzerinde etkileşimleri şüphesiz ileride çok faydalı işlerin ortaya çıkacağını bize gösterecektir. Dijital teknolojiler enerji sektöründe yaygın kullanılmalı çünkü en basit örnekle bugün bağımlı olduğumuz elektrik ihtiyacını en optimum şekilde üretip tüketmeliyiz.
Avrupa Birliği 2021 yılında dijitalleşme dönüşümünü sağlamak için 1 triyon avroluk bir bütçe ayırmıştı, aynı zamanda Covid 19’un sebep olduğu olumsuz durumu olumluya dönüştürmek için 800 milyar avroluk kurtarma fonunu da yeşil ve yazımıza konu olan dijital dönüşüm hedeflerine hizmet edecek şekilde kullanmayı hedeflemiştir.
Ülkemizin enerjide dijital dönüşüm yatırımlarına oldukça büyük oranda yönelmesi için mevzuat, sosyo-kültürel koşullar, finans, teknolojik altyapı, şebeke planlaması ve altyapısı, kentsel gelişim konularında stratejiler geliştirmesi uzmanlar tarafından önerilmektedir.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi yenilikçi bir enerji dönüşümü platformu olarak bu konu üzerinde ihtiyaç ve iş modellerini 6 başlık altında şu şekilde özetleyen bir rapor sunmuştur. Raporda, 1Dağıtık enerji kaynaklarının yönetimi, 2elektrofikasyonun yönetilme ihtiyacı, 3şebeke altyapısı üzerindeki etkiler, 4artan enerji tüketimi, 5değişen tüketici beklentileri ve 6daha iyi veri yönetimi ihtiyacı olarak belirlendiği ifade edilmiştir. Yine bu raporda, olası ihtiyaçların giderilmesi için önerilen yenilikçi iş modelleri ise yapılanma, ürün ve deneyim açısından gereksinimlere bağlı olarak 7 kategoriye ayrılmıştır. 1Arz toplayıcılar ya da sanal enerji santralleri, 2talep toplayıcılar, 3eş taraflar arası ticaret, 4hizmet olarak enerji sağlayıcıları modeli, 5enerji hizmet şirketi, 6kullandıkça öde modeli ve 7ortak topluluk mülkiyeti modeli olarak SHURA enerji dönüşüm merkezinin raporunda verilmiştir.
Bugün dünyada 5 ana başlık önem kazanmaktadır. Bunlar; dijitalleşme, iklim değişikliği, şehirleşme, demografik değişim ve globalleşmedir. Bu ana başlıkların her biri de ana fikir olan sürdürülebilirliği farklı şekilde etkilemektedir. Yazımıza konu olan enerji dijitalleşmesi nispeten geç ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyişle elektrik üretimi gibi çok önemli bir konuda enerji sektörü hala daha büyük ölçüde analog yapılara bağlı olarak çalışmaktadır. Enerji’de dijitalleşme ile maksimum oranda enerji tasarrufu sağlanacaktır. Klasik sistemlerin kullanılması ile global CO2 emisyonlarının elbette ki yüksek çıkması muhtemeldir. Eğer klasik sistemleri bırakıp maksimum oranda dijitalleşme yoluna gidersek hem daha az yakıt hem de daha çevreci sistemler elde edebileceğiz. Bunu şuna benzetebiliriz; güneş enerjisinden belirli bir oranda elektrik üretirken maksimum ne kadar daha enerji elde edebiliriz dedik ve yeni metotlarla karşılaştık, bu metotlar bize güneş takip sistemlerini, malzeme üstünlükleri ile maksimum verimi elde etmemize vesile oldu. İşte dijitalleşme ile de var olan enerji kaynaklarının verimliliklerini maksimuma çekerek daha çevreci, kolay kullanılabilir sistem ve enerji faturalarında düşüş sağlama imkânı doğacaktır.
Enerji alanında çok büyük işlere imza atan Siemens, dijitalleşme ile ilgili de çok önemli yatırımlar yapmaktadır. Ülkemizdeki elektrik dağıtım şirketlerinin enerji kaybı 2014 verilerine göre ortalama %14 civarındayken, Siemens Dijital Şebekeler çözümlerinin kullanılmasıyla bu oran %7’ye düşürülmüştür. Siemens özellikle binalardaki enerji verimliliği konusunda da çok önemli kazanımlar sağlamıştır. Bir binanın enerji tüketimi, yaşam döngüsü maliyetinin %40’na denk gelmektedir. Siemens sunmuş olduğu dijital ürün ve çözümlerle; hastanelerde %26, otellerde %41, konutlarda %27, restoranlarda %41, okullarda %26, ofislerde %52 ve alışveriş merkezlerinde ise %49 enerji tasarrufuna vesile olmuştur.
Siemens yapmış olduğu bu faydaları, bina teknolojileri sayesinde ülkemizde 3 yılda 44 milyon kW/saat enerji tasarruf sağlanmıştır ve bu da 25.600’den fazla ağaç dikimi anlamına gelmektedir diyerek güzel bir örnek ile anlatmışlardır.
Türkiye’de 9 Ocak 2020’de Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) ismi altında ülkemizin enerji alanında hızla gelişen dijital teknolojilerde öncü ve rekabetçi olması için tüm paydaşları bir araya getiren, ortak platformlar kuran ve strateji belirlemede karar alıcılara destek olacak bir dernek de kurulmuştur.
Bugün tüm enerji devi firmalar çevresel sorumluluklarının bilincinde öncelikle CO2 emisyonlarını düşürerek karbon-nötr olma vaatlerini yerine getirmektedirler. Bu sorumluluk ve bilinçle bizler de ülke olarak klasik metotları terk ederek hem üretim tesislerinin elektrik tüketimlerini hem de enerji kullanan tüm süreçleri göz önünde bulundurarak tüm derslerimizde de anlattığımız gibi “en büyük enerji kaynağımız enerji verimliliğidir” sloganınındaki temamız olan enerji verimliliğini ancak dijitalleşme ile sağlayabiliriz.