Gelinen noktada eğitimde fırsat eşitsizliği önemli bir sorun haline gelmektedir. Özel üniversitelerde yetişen maddi durumu yerinde olan ailelerin evlatları, onlardan çok daha yetenekli olan, ancak maddi imkânına sahip olmayan öğrencilerin aldıkları yetersiz eğitim nispetinde, aralarındaki fırsat imkânını ileri taşıyarak bir adım öne geçme şansına sahiptir. Bu durum; maddi durumun yeterliyse eğer, daha az puan alarak hukukçu da, doktorda, daha rahat olabilirsin anlamına gelmektedir.
Şöyle ki kurulacak yeni nesil köy enstitülerinde kırsalda olan ve maddi durumu yerinde olmayıp yetenekleri üst düzeyde olan öğrencilerin tespit edilmesi, devlet imkânı ve iradesiyle mümkündür. Halen üstün zekâlı öğrencilerin eğitim gördüğü okullara dahi, parayla öğrenci alan bir sistemde zenginin çoğu üstün zekâlı olabilir, fakirin parası yoksa üstün zekâlı olmasının bir anlamı yoktur anlayışı hüküm sürmektedir. Köy enstitülerinde mevcut olan iş eğitimi ilkesi mevcut meslek liselerinde bile halen oturmamış konumdadır. Bu nedenle yeni açılacak okullarda, iş önce öğrencinin kafasında şekillenecek, daha sonra el becerisine dökülerek ürün ve çıktılar ortaya konulacaktır.
Bugün TEKNOFEST benzeri organizasyonlarda kısmen bu yaklaşım sergilenmiş olsa da dönemsel olarak ya da bilim sanat veya özel okullar ağırlığında bir eğitim serüveni ile iş becerisi çıktıları sağlamakta, bu çıktılarda öğrenci yaratıcılığından çok, daha çok danışman güdümünde bir beceri sistemini ortaya koymaktadır.
Meslek liselerinde ise bilgi ve beceri eksenli eğitim, şehir yaşamında işin ruhundan uzak bir yaklaşımla ölü doğmaktadır. Köy enstitülerinde öğrencilerin yönetime katılması ilkesi ile sorgulayıcı eğitim sistemi özel okulların bir kısmı dışında yok denecek kadar azdır.
Öğrencilerin üretim ve yenilikçi girişimlerinde söz sahibi olmaları, kendilerini temsil edecek başkanı seçmeleri, öğretmenleri ve idarecileri ile yapılması gereken eğitim serüveninin neresinde olunması gerekliliği ile alakalı bir karar mekanizmasında asli unsur olmaları, yenilikçi fikir ve becerilerin oluşması için fırsattır.
Köy enstitülerinde çıkan yemeklerin özveri ilkesi temelinde çıkması, pahalı yemek veya lüks giyime kaçınılmaması, ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi özgeci bir yaklaşımı doğurmuştur.
Dezavantajlı grupların maddi ve sosyal durumlarının iyileştirilmesine yönelik ilkelerle eğitim alan öğretmenlerin atandıkları yerde farklı davranış gösterebilme şansı olmamıştır. Bu durum yeni nesil köy enstitülerinde birincil olarak düşünülmesi gereken konulardandır. Fakir ve ihtiyaç sahibi ailelerin gözetilmesi, bu okullarda üretilen ürünlerin onlarla paylaşılması, sade ve israftan uzak bir eğitim anlayışının ortaya konulması öğrencilerin içerisinde bulunan iyi hasletlerin bir sonraki nesile aktarılması hususunda olanak sağlayacaktır.
Bugün açık öğretim ve uzaktan eğitim temelli esaslar eğitimde yaşam boyu sürdürülebilirlik sağlayan unsurlardandır. Ancak teknoloji çağında; mektup yazma, kompozisyon, kalem kullanma, kitap okuma ve güncel kitapları takip etme, kitaplık oluşturma gibi faaliyetler basite indirgenmiş, öğrenci yaratıcılığına ket vurmuştur.
Öğrencinin kendi kendine öğrenme becerilerini geliştirebilme bu aşamada çok önemlidir. Eğitimde yıl boyu öğrenme ilkesi sağlanmalıdır. Bu eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırma, okullarda öğretilen tarım ve el becerileri ile ilgili öğretilerin öğrencilerin yaz mevsimi süresince kendi platformlarında uygulama konulması eğitimde devamlılığı ve sürdürülebilirliği sağlayacak unsurlardandır.
Amerika da uygulanan herkesin becerisine göre işlerde eğitim alması ve çalışması ilkesi köy enstitülerinde mevcuttur. Bu sistem okulların uygulamaya koyması gereken bir diğer önemli husustur. Her öğrencinin başarılı olması ilkesi temel olmalıdır. Yani artık ortaokula giren bir öğrencinin zaman içerisinde yeteneklerinin belirlenmesi ve bu yetenek üzerinde eğitiminin şekillenmesi şarttır. Herkes doktor, diş hekimi ve avukat olamaz. Herkes işletme müdürü, iletişimci, bankacı, ziraatçi veya öğretmen de olamaz. Bu başarı açığını, öğrenciyi tanıma modeliyle geliştirmeli yeni nesil enstitülerde kişiye özel eğitim ve beceri sınıflandırılması yapılması gerekir. Böylelikle başarısız öğrenci terimi tarihe karışacaktır.
Sağlıcakla kalın